Docendo Discimus

Docendo Discimus
@Sinisterphile
Sıkı Okur
"Benim trajedim şu birkaç satırda: sevebileceklerim dilsiz, dilimi konuşanlarla konuşacak lakırdım yok." Cemil Meriç/Bu Ülke #172548882 #189432912 #193494941 #194506741 anitsayac.com/?year=2024
(...) bana haksızlık edildiği düşüncesi içimde öylesine gelişti ki artık bütün dünyayı suçluyorum bu bakımdan. (KB, s.167)
Sayfa 74 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bakınız tutunamayanlardan Selim Işık ;)))
Artık zamanının büyükçe bir kısımını yeni arkadaşlarına ayırmaktadır Oğuz. Yeni arkadaşlarını ise diğerleriyle tanıştırmıyordur. Bu onun hep yaptığı bir şeydir. Çevresinde birbirinden kopuk insan adaları oluşturmayı seviyordur.
Sayfa 69 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Oğuz'un o yıllarda en beğendiği kız, kendisiyle aynı yaşlarda olan kemancı Suna Kan'dır. Günay Özmen'in, Oğuz'un Suna Kan hayranlığına uyarladığı espri 1955-1956 "Arı" yıllığında da yer alır: "Suna Kan'ı çok beğenir ve sanatını da takdir eder. Üç gece arka arkaya rüyasında Suna Kan konseri dinleyince, pijamalı oluşundan utanıp, dördüncü gece lacivert elbisesiyle yattığını anlatmaktadır."
Sayfa 69 - Everest YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
"Selim Işık birçok tutunamayanın bileşkesidir. İntihar eden bir arkadaşım, Ural var; ama bütünüyle Selim Işık o kadar değil." (Yeni Ortam gazetesi, 30.09.1972)
Sayfa 66 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Derslerde hep arka sıraya oturuyor, ya oyun'un dünyasında kendine sığınak arıyor ya da sürekli resim yapıyordur. "Bir şey düşünürken ya da ders dinlerken, önündeki kâğıda resim çizerdi. Kadınlar, erkekler... Kafasında garip bir şapkası olan, kalemle sık taranmış bir adam çizerdi mesela. Seri hareketlerle çok güzel resimler çıkarırdı ortaya," diye anlatır Rasin Demirsoy. Aynı işi kurmaca dünyadaki üniversite öğrencisi Selim de yapmaktadır. Arka sıranın müdavimi Selim sürekli bir şeyler çiziyordur (T, s. 566)
Sayfa 63 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Reklam
6k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.