...bazen bir adamın elindeki İncil, babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir. /... / Atticus sarhoş oluncaya kadar içse bile içmedikleri halde kötü olan bazı adamlar kadar kötü olamaz.
O, çalkantılı denizin çarşaf gibi düz bir denizin sakınliğine kavuşturulmasıdır. Bu sakınlik uyuşuk ya da etkisiz bir sakinlik değildir. Bu, tüm yaratım potansiyellerine gebe derin bir sükûnettir.
Lekesiz, kusursuz oldugunda vicdan kulağımıza fısıldayan ruhun sesidir. Bu anlamda, azap veren bir vicdan bile Tanrı'nın hâlâ bizimle konuştuğunun kanıtı oldugu için bir ayrıcalıktır.
Seçmiyorlar. Arkadaş olmak için kimsenin elbisesine, parasına, oyuncağına, yaşına, başına vs. bakmıyorlar. Biz yetişkinler, önce etiketlere bakıyoruz.
....
En önemlisi ağlamaktan ve gülmekten utanmıyorlar. Biz bunu bile beceremiyoruz...
Hayranlık duyulacak bir yaşam sürmekten çogu zaman bizi alıkoyan şey, zamanı çoktan geçmiş şüphelerle ve ümitsizlikle başımızın etini yiyen zihnimizin gevezelikleridir.
Haydi kalk!
Serçeler ve çocuklar acıkmış.
Hayat çoktan başlamış.
Yapacak çok işimiz var.
Daha güzelliğe, iyiliğe, her gün yeniden başlamaya inanan çocuklar büyüteceğiz!
Şöyle bir göz gezdirdim kitap hakkındaki yorumlara da öyle yazmaya karar verdim. E bırak arkadas bazı kitaplarda hafif olsun basit olsun dili, herkes aynı okurluk düzeyinde değil ki senin hakir gördüğün kitap birilerinin ufkuna sızan ilk ıslıklar olacak belki. Valla ben uzun zamandır, resmen tokatlar yiyip afallayarak okuduğum, arasında kaybolduğum cocuk gelişimi, kişisel gelisim, eğitim kitaplarının arasına serpiştirdiğim için mutluyum. Seneler olmus böyle bir akıcı kitap okumamısım resmen. Dili hafif anlatımı basit ama hikaye merak uyandırıcı dolayısıyla bir solukta bitiyor. Sonu daha acık bitseydi ve bir milyon olan kafamda bir de kitap sonuna ilişkin sorular bırakmayaydı iyiydi
Süt LekesiEsra Ezmeci · Destek Yayınları · 20203,461 okunma
Bir insanı tanımak için nasıl konuştuğuna, başkaları için ne söylediğine, öfkelenince ne yaptığına, ne seyrettiğine, ne okuduğuna bakın. Bunlar onun iç dünyasının en önemli aynalarıdır.
Doğanın kanunları esnetilemez. Onlar gayrişahsi ve katıdır. Ama onlarla bir nebze olsun oynayabiliriz. Doğanın meydan okumasını kabuk edip oyuna katıldıgımızda, kendimizi rüzgarla sürüklendiğimiz, heyecan verici ve bize sarf ettiğimiz zaman ve cabayla orantılı faydalar sağlayacak bir yolculukta bulunuruz ; bu faydalarını en azı seksen yaşımızda ayakkabı bagcıklarımızı halen baglayabilme becerisi gibi seyler olabilirken, en yücesi hayatın özünü tatma fırsatı olabilir.