Sultan Yıldırım

sevdiğiniz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağınızı anlatmaya çalışıyorum size.
Reklam
Bir keresinde, kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman, bunları bana dünya yapmasın diye, karşılığını vermişti. Sonra , dünyanın neler yapacağını görmek için biraz beklesenize, demiştim. O da , anlamıyor musunuz? Eninde sonunda oluyor bunlar, bu şekilde hiç olmazsa kendi yıkımımı kendim yönetiyorum, diye yanıt vermişti.
Kusursuzluğa ne kadar yaklaşırsanız yaklaşın asla ulaşamazsınız , ama yaklaşmak için hiç durmadan çabalayacağınız sonsuz bir hedefe pekâlâ inanabilirsiniz.

Reader Follow Recommendations

See All
Bilimi metafiziğin arabulucusu yapmak , dünyadan sadece Tanrı' yı dışlamakla kalmıyor, sevgiyi, nefreti ve hayatın anlamını da dışlıyordu; bu da içinde yaşadığımız dünyayı açıkça ve bütünüyle inkar etmek demekti. Elbette hayatın anlamına inanıyorsan , Tanrı'ya da inanmalısın demek değildir bu. Ama Tanrı' nın bilimsel bir temeli olmadığına inanıyorsa insan , hayatının anlamının da bilimsel bir temelden yoksun olduğuna ister istemez inanmak zorundadır. Ve bu da otomatik olarak hayatın anlamsız olduğu anlamına gelir. Başka bir deyişle, bireysel yaşanmışlıkların hiçbir ağırlığı yoktur; mevcut tüm bilgi bilimsel bilgidir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Çünkü ölüm bir anlıktır , ölümcül bir hastalıkla yaşamak ise her anlıktır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Ciddi hastalıklar insan yaşamında bir dönüm noktası değil, adeta yıkım noktasıydı. Hayatta neyin önemli olduğunu idrak etmenizi sağlayan göz kamaştırıcı bir ışık, bir aydınlanma halininden çok , yürüdüğünüz yol az önce bombalanmış ve yürünecek bir yol kalmamış gibi hissediyordu insan. Düz yoldan gitmek varken , artık etrafından dolaşmak gerekiyordu.
Sayfa 114Kitabı okudu
İnsanın başarma azmi yüksek olunca, karşılığında ödediği bedel de yüksek oluyor, kaçınılmaz başarısızlıklar insanın omuzlarına dayanılması zor bir vicdan azabı yüklüyordu.
" Hayatı anlamak zorunda değilsin. Yaşaman yeterli."
Sayfa 276Kitabı okudu
İnsan olmak , dünyayı sürekli indirgeyerek anlaşılabilir ve basit bir anlatıya dönüştürmek demekti.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Görünüşte en yoğun ve yaşamaya değer hayatları yaşayanlar bile en nihayetinde kendilerini böyle hissediyorlardı belki. Dönümler boyu hayal kırıklığı, tekdüzelik, acı ve rekabetin içinde tek tük birkaç mucize ve güzellik vardı. Belki de hayatın anlamı bundan ibaretti. Kendine tanıklık eden bir dünya gibi olmak.
Sayfa 136Kitabı okudu
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
"Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var ," dedi." Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan , şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün... Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?"
Yorgundu bir de , bir şeyi hiç çaba göstermeden beklemeye mahkûm edilmişçesine...
Sayfa 179Kitabı okudu
Aynı yolda yürümekten başka çaresi olmayan tuhaf birer yaratıktı insanlar; tekrarın tekrarlananın örtüsü olduğunu anlayamadan , aynı el sallayışların, aynı gülüşlerin, aynı yürüyüşlerin ya da aynı oturuşların içinden geçe geçe damaklarına bulaşan uzak bir serüven tadıyla dönüp dolaşıp aynı noktada yaşıyorlardı.
Sayfa 174Kitabı okudu
263 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.