"O ölmeyen şey hayaldir. Insan ölür, beden ölür ve hatta devlet bile ölür ama hayal ölmez. Mutlaka o hayale sahip çı- kan birileri çıkar. Hem babalar analar çocuklarına miras diye sadece mal mülk bırakmaz ki, hayal de bırakır."
"Akıllı kişi hayrı şerden ayıran değil şerrin içinde ki hayrı görebilen kişidir" diyen Hz Ömer muhakeme ve sezgi gücü yüksek, olacakları önceden görme yetisi olan bir kalbe sahipti.
Halbuki güzelliği içlerinde hisseden insanlardan olsalardı, o parlayan gözlerin ve hararetlenmiş yüzün, gencin aşkla ilk tanışmasının belirtisi olduğunu anlayabilirlerdi.
Yaşamak ile sorgulamak arasında bir seçim yapmam gerekirse her defasında yaşamayı seçerim. Açıklama illetinden itinayla sakınırım. Bunu sana da tavsiye ederim. Bir şeyleri açıklama dürtüsü, modern düşüncenin salgın hastalığıdır. Bu virüsü en çok da çağımızın terapistleri taşır: Görüştüğüm her terapistte bu bağımlılık yapan, bulaşıcı hastalık vardı. Açıklama, bir yanılsamadır, bir serap, bir kurgu, teskin eden bir ninnidir. Açıklama, herhangi bir varoluşa sahip değildir. Hatta gerçek adını da söyleyelim: Ödleklerin, va roluşun rizikosunun, fütursuzluğunun ve değişkenliğinin yarattığı, o insanın betini benzini attıran korkuya karşı geliştirdikleri bir savunmadır."
"Tüm yaşamımı çalışarak ve ihtiyaç duyduğumdan daha fazla para kazanarak geçirmenin ne kadar anlamsız olduğunu düşünü yorum. Şu an yeterince şeye sahibim ama hız kesmeden devam ediyorum. Tıpkı James gibi. Bugüne kadarki yaşam tarzımı dü şünmek beni üzüyor. Daha iyi bir eş ve baba olabilirdim. Neyse ki hâlâ vakit var."