Son Feci Ankara Kedisi

Göç
Çünkü büyükler kendi geçmişlerinden kolaylıkla vazgeçemezler, ama çocuğun küçücük geçmişinin yoğunluğunu, kısalığından ötürü daha da önemli bir geçmiş olduğunu anlamaya yanaşmazlar.
Sayfa 31 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Göç
Eski düzenin, bildiğimiz,alıştığımız şeylerin, bir bakıma kendi kişiliğimizin önemli parçalarıdır unutmaktan korktuklarımız. O yüzden de kamyona son yüklenenler, içler acısı bir dağınıklık içindedir: Patateslerle soğanların arasında bir terlik teki (öbür tek kim bilir nerede?), bir kavanoz, bir fincan tabağı, yarım kilo şeker, tuz.
Sayfa 31 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
sevmeyi bilmek
Sevmeyi bilmek, sevmekten çok daha önemli. Geçmişin bitirdiklerinden, geleceğin avuntularından kurtulup düpedüz sevmeyi öğrenmek. Sevilenin kişiliğini, özelliklerini kavramak ve bu özelliklerin yararlı biçimde gelişmesini sağlamak. Gözlemlemekten, vermekten kaçınmamak. Paylaşmayı öğretmek. Sevme duygusunun özünden alınan tatla yetinmek, başka bir ödül beklememek.
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Tarabya,Eskiden
Garip bir evdi. Eşyalar, insanlarla birlikte eskimişti. Dayanılmaz bir hüzün kaplıyordu içinizi. En ucuz şeylerle en pahalıların yan yana duruşu, ailenin kaçınılmaz bir çöküşle sona ereceğinin belirtisiydi. Toz ve küf kokuyordu her an. Birden, ortada sandığım kadar korkulacak bir şey olmadığını anlayıverdim, gevşedim. Kırk birinci odayı aramak zorunda değildim artık!
Sayfa 27 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sessiz Sahil
Sessiz SahilRichard Yates
6/10 · 43 reads
Dağınık saçlı, sert bakışlı, korku içindeki bir kızın, bir kadına dönüştüğü yıllar…
Sayfa 127 - EverestKitabı okudu
Gece ilerleyip de sokaklar yalnızca eşcinsellere kalmadan önce, ilk gençlik yıllarının pazar günlerini hatırlatıyordu bu alan ona. Okyanusun öbür kıyısında bile kurtulamadığı o boğucu yılları… Ailecek gidilen piknikler, ayçekirdekleri, siyah-beyaz ekrandaki Amerikan dizileri, bitmek bilmeyen ev ödevleri, kısıtlamalar, yasaklar, söylevler, cezalar… Acemi öpüşlerin hoyratlığı, annesinden ışırdığı parliament paketleri, bir çift topuklu çizme, ilk caz plakları ve arkadaş evindeki, gürültülü patırtılı cumartesi öğleden sonraları…
Sayfa 126 - EverestKitabı okudu
İnsanlıktan çıkıyor muyum? Yoksa insan olmak bu mu?
Sayfa 79 - EverestKitabı okudu
Mutsuzluğunu kimseye bulaştırmayan yarı-canlı bir hüzün anıtı.
Sayfa 61 - EverestKitabı okudu
Reklam
Beni serüvenden serüvene sürükleyen, ne tutkuymuş ne de cesaret. Belki kaçma isteği, ama geçmişimden değil, geçmişimle birlikte kaçıyormuşum. Çarptığı cüzdanla son sürat koşarken paraları sağa sola döken bir yankesici gibi…
Sayfa 54 - EverestKitabı okudu
Cam kırıklarıyla, elektrikli tellerle korunan villalardan birinin, Mavi Konak’ın duvarının bitişinde, Özgür’ün ”İstanbul Noktası” yer alırdı. Göçmenlik yaşamının her gelip geçici durağında, okyanus kıyısındaki kasabalardan Alpler’deki Orta Avrupa kentlerine dek, sığındığı her limanda, kendine bir İstanbul noktası bulur ya da yaratırdı. Doğru açıdan, doğru ışıkta ve kuşkusuz doğru ruh haliyle bakıldığında, İstanbul’u andıran bir görünüm sunan yerler…
Sayfa 52 - EverestKitabı okudu
Nesneleri, mekanları sahiplenmekten, kişiliğinin yansımalarına çevirmekten herhangi bir doyum almazdı.
Sayfa 38 - EverestKitabı okudu
Gözü kara ruhuna uygun yaratılmamış, nazlı, kaprisli bir bedeni vardı.
Sayfa 23 - EverestKitabı okudu
Ümraniye… Bütünüyle gri, griden başka bir rengi olamayacak bir semt.Yeni İstanbul bu işte.
Sayfa 141 - Kültür Yayınları
231 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.