İnceleme yazmayı bırakmıştım aslında ama senin için birkaç noktaya değineyim :) Söz konusu rüyalar olunca durum ilginçleşebiliyor. En çok merak ettiğim birkaç konudan birisidir. Böyle olunca, ulaşabildiğim bu konudaki kitapları okumaktan zevk alıyorum. Daha önce Freud'un Rüyaların Yorumu adlı iki ciltlik kitabını okumuştum. Orada rüyalara sadece materyalist, biyolojik bir bakış açısıyla açıklık getirilmeye çalışılmıştı. Bunda ise konu daha derinlemesine ele alınmış. Zaten kitabın yedi ayrı yazarı var. Her birisi ayrı bir konuyla katkı sağlamış. Psikoloji, tasavvuf, İbn Arabi'nin rüyaya bakışı, Bediüzzaman'ın rüyalara bakışı, daha önceki rüya ile ilgili çalışmalar... bu konulardan bazıları. Tarihte ünlü kişilerin gördüğü rüyalar, rüyalardan ilhâm alınarak girişilen işler, yapılan icraatlara yer vermesi ayrıca etkili bir noktaydı. Geçmişten günümüze rüya konusunu inceleyenler rüyayı üçe bölmüşlerdir. Rahmani rüya, şeytani rüya, nefsani rüya. Freud'un rüyalarla ilgili teorisini tamamen olmasa da nefsani rüyalar kategorisinde ele alabiliriz. Diğer rüya türlerinin ne manaya geldiği isimlerinden de anlaşılıyor. Kitapta ismi geçmiyor ama İbn Haldun'un da böylesi bir rüya kategorizasyonu mevcut. Bunların yanı sıra konunun bol bol ayet, hadis, rivayet, psikoloji, felsefe verileriyle zenginleştirildiği bir anlatım mevcut. İlgililerine tavsiye ederim kitabı. Rüya konusu gerçekten çözülmesi çok zor ve hâlâ bir sürü gizemi barındıran bir konu bence.
Şeref ve asalet var olduktan sonra dört nesilde sona erer ki bunun izahı şöyledir: Her şerefi kazanan, o şerefi kazanmak için ne kadar çok emek sarf etmiş olduğunu bilir. Bu şerefi kazandıktan sonra da bu şerefi kazanmanın sebep ve vasıtası olan üstünlük ve özellikleri korumaya ve devamını sağlamaya çalışır. Bu şerefi kazanan baba öldükten sonra,
Burda kendimi ve ailemi okudum. 3. Jenerasyon olarak benzer şekilde düşünüyordum ama bundan sonra bu farkindalıkla hareket edeceğim. Paylaşım için teşekkürler.
Ayrıca "Tevrat'ta, Hz. Musa'ya hitap eden şu anlamda bir âyet vardır: "Ey Musa, ben her şeyi koruyan gayretli ve kudretli yaratanım ki babalarının suçlarından dolayı evlâdını ancak üç ve dört babaya kadar sorumlu tutacağım." (Huruc, 20/5) Tevrat'ın bu âyeti de, nesep ve asaletin son basamağının dört nesil olduğunu anlatır."