Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rohat

Enfirmasyon rejiminin öz­nesi ne uysal ne de itaatkardır. Aksine, kendini özgür, otantik ve yaratıcı olarak gösterir. Kendini üretir ve kendini gerçekleş­tirir [performt].
Reklam
Disiplin rejimi, endüstriyel kapitalizmin tahakküm biçimidir. Kendi başına bir makine biçimini alır. Disipline dayalı iktidar makinesinde herkes bir dişlidir. Disipline dayalı iktidar, sinir yollarına ve kas liflerine nüfuz eder ve "biçimden yoksun bir hamurdan, becerisi olmayan, yetersiz bir beden"i bir "maki­ne"ye dönüştürür. "Uysal" bedenler üretir: "Uysal bir beden, boyun eğdirilebilen, sömürülebilen, dönüştürülebilen ve mü­kemmelleştirilebilen bir bedendir."
Esaslı radikal olaylar nihayet sadece büyük tarihte değil, aynı zamanda gündelik yaşamda bulunurlar. Gündelik yaşamda bu radikal olaylar, objets trouves [bulunmuş nesneler) ve personnes trouvées [bulunmuş kişi­ler) biçiminde bizi şaşırtıp jeu d'esprit {kelime oyunu] nüktedanlık­larda ve nükteli buluşlarda gizli oyunlarını oynar. Hangi türden olursa olsun temel hadiseler, yeterli neden ilkesine karşı yetersiz neden ilkesini koymaya mecbur ederler, çünkü tüm temellendirme çabalarının aşılamaz sınırlara çarptığı gerçeği hal ve icaba göre gös­terilebilir. Bu bizi, uzman tasvirinden açıklamasından sıyrılan şeyin yine de nasıl bakış açısına alındığı ve dile getirildiği sorusuyla karşı karşıya getirir. Bu konuda sükut da, eğer faydalı ve bilgi verici ola­caksa, belagatli, etkili olacaktır herhalde.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Musil'den alıntı yaparsak, insan "felsefe, teoloji veya edebiyat diye nitelendirilen bir kümes hayvanları çiftliğini yük­sekten uçan ihtiraslı fikirler için yarat"mıştır
Freud'un bilinçdışını, psikanalizin ilk parolası olarak ileri sürdüğüne benzer bir biçimde yönelimsellik de, Fenomenoloji'nin paro­lası olarak gösterilebilir.
Reklam
Ahlak gözlemcileri ve ahlakçılar birbirlerini çok uğraştırıyorlar, çünkü biri bir diğerini arkadan vurmaya heveslidir. Ahlak gözlem­cisi kendi gözlem ahlakını hatırlatacak, ahlakçı ise saklı gayrı-ahla­kına atıfta bulunacaktır. Bu da, bir sürekli tartışmasını vaat eder ki , Holocaust kurbanları anıtında olduğu gibi nesnelerde denenebilir, kulak tırmalarcasına.
her ne ise ayrılan şey, işaretlenir ve dikkat çeker, buna karşın, her ne ise ondan ayrılan şey, işaretsiz ve dikkat edilmemiş kalır.
Nietzsche'de şu pasajı okuruz: "Benim için önemli olan, evren­den, birlik ve bütünlükten kurtulmamızdır [ ... ) . Evreni yarıp parça­lamak gerekir; evrene karşı saygıyı unutmak [ ... )"
bizi bek­leyen, gelecek olan şey için uygun bir dile sahip değiliz.
Yabancılığın yeri ve zamanı vardır. Burada ve şimdide başlar, uzak ya da sabit bir ide değildir. Çeviriler, hususi ve yabancı dil arasın­daki yarık kapanmaksızın, bir dilden başka bir dile geçerek yaban­cılıktan pay alırlar. Mesela Walter Benjamin iyi bir çeviriden "şeffaf ve saydam" olmasını ve de orijinali örterek gizlememesini talep eder. Beri yandan Heidegger, çevirmeyi [Übersetzen], karşı kıyıya geçirme veya öte yakaya nakletme [Übersetzen) olarak anlar. Bu noktada çeviriler, ki farklı dil ve kültür dünyaları arasında gezinir­ler, Hususi'nin her milliyetçi, geleneksel dinsel veya kültür-emper­yalist kültüne karşı deva ve ilaçtırlar.
Reklam
Yabancı olan, her bir düzenin sınırlarında olağan-üstü ve düzen-dışı olan şeklinde ortaya çıkar ki bu düzen-dışı, mevcut düzende yer bul­maz, ama dışlanmış olan olarak vardır
Günümüz insanı için tıp ve güvenlik, uğruna adaklar adadığı, kendi yaşamını yoksullaş­tırdığı, başkasının yaşamını kolaylıkla feda edebildiği iki Tanrı gibidir.
"Bir canavar, bir kaos olacaksınız..." Nietzsche'nin yanıtı: "Biz bu kehaneti gerçek­leştirdik"
Organsız beden, işçinin fabrikada, kadının hanede, siyahın plantasyonda montajlanmasına direnir. Organ-makinelere direnmek için, der Deleuze, organsız beden kendi düz, kaygan, geçirgen olmayan yüzünü sunar; organlarının altındaki larvaları, tiksindirici kurtları id­rak eder. Birbirine bağlanmış, kesintiye uğratılmış akışların karşısına amorf, yani şekilsiz, sınırları belli olmayan ayrımlaşmamış akışkanlığını çıkarır. Eklemlenmiş fonetik birimlerin bir araya getirilmesiyle oluşan sözcüklere katıksız, eklemlenmemiş ses bloklarıyla, yani haykırışlar ve feryatlarla direnir
1.859 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.