Körlük, zamanı ve mekanı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları gerek kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntı dışında, sonsuzluğa dek uzayıp giden bir körlükte bulur. Evrende egemen olan kuram körlüktür. Körlük, birbirlerini görmeleri halinde beraber olamayacak nesnelerin ve yaratıkarın yanyana bulunabilmelerine olanak tanır. Zamanın artık çekilmez olduğu, taşınması olanaksız bir yüke dönüştüğü noktada koparılabilmesi, ancak körlüğün yardımıyla düşünülebilir. ..... Süreklilik niteliğini özünde taşıyan zamandan kaçabilmenin bir tek yolu vardır insanoğlu için: Arada sırada zamanın akışına gözlerini kapamak ve böylece görüldüğünde bize yabancı, itici gelmemesi için onu taşınabilir parçalara bölmek. ....... Varolmak algılamak demekti; algılanmayan bir nesnenin varlığından söz edebilme olanağı yoktu.