"Başka türlü olsa nasıl olurdu?" Bu soru hep içimizde bir yerde yiyip bitirir bizi. Başka ihtimalleri düşünerek geçiririz zamanımızın çoğunu. Yaşadığımız hayatın bize göre olmadığını fark ettiğimiz anlar da olur, içimizden geldiği gibi yaşayamamanın acısı da dolar bazen yüreğimize. İşte yazar Gürkan Can Kaya, Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi ile bu durumu en güzel ve en akıcı yönüyle ele almış. Felsefi bir şekilde başlayan kitap daha sonra son derece akıcı bir hayat hikayesini sunuyor bize. Tolga bizim içimizden geçenlere tercüman oluyor bir nevi. Onunla beraber düşünüp beraber sorguluyoruz hayatımızı. Duygu ve düşünceleri de çok içten bir şekilde hissettiriyor yazarımız. Hikmet Hocanın hikayesini dinlerken duygulanmamak elde değildi mesela. Tamamının olduğu gibi sonu da bir ayrı güzeldi, hiçbir şekilde tahmin etmediğim bir son oldu... İyi ki okumuşum dediğim kitapların başında gelen Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi, kitaplığımın en sevilenler köşesinde yerini aldı. (Bu arada bakmayın 16 günde bitirdiğime. Bir oturuşta soluksuz okunacak muhteşem bir eser :) ) Gürkan Can Kaya'ya bu eserle beni tanıştırdığı için teşekkür ederim:) umarım başka kitaplarınızı okumakta nasip olur. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerimm. Kitapta en içime işleyen cümlelerden biriyle bitireyim incelememi "İnsanları oldum olası fazla sevmedim, insanların pisliğinden kaçıp babama sığınırdım küçükken, sonra fark ettim ki sığınağım mezarımmış.”
