Savaş. Asırlardır konuşulmuş ve dünyanın sonuna dek de konuşulacak olan feci olaylar topluluğu. Sonunda kazananın olmadığı, zalim oyunlar.
Kitabımız bir tiyatro oyunu aslında ve yazarın ölümünden bir gün sonra sahnelenmiş.
Kitap, 2. Dünya Savaşı'nda mücadele etmiş bir Alman askerini anlatıyor. Savaş esnasında ağır sorumluluklar alarak yüzlerce insanın ölümüne sebep olması, hem maddi hem de manevi hasarlar almasına sebep oluyor. Savaş bitip de memleketine geri döndüğünde ne evi ne de ailesi, sevdikleri bıraktığı gibidir. Hangi kapıya gittiyse kapının dışında kalmış, sorunlarıyla başbaşa bırakılmıştır.
Yazarımızın bu eserde kendi hikayesini anlattığı söyleniyor. İkinci dünya savaşına katılmış fakat savaş karşıtı söylemleri yüzünden tutuklanmış, sonra tekrar cepheye gönderilince sarılık ve difteri hastalıklarına yakalanır ve savaş bitene kadar tutuklu kalır ve eve döndüğünde herşeyin bıraktığından çok farklı olduğunu görür. Acı içerisinde 26 yaşında hayata veda eder.
Kitap o kadar sarsıcı ki, savaşı sadece kitaplardan okumuş hikayelerini dinlemiş bizlere bile o psikolojiyi tamamen yansıtan bir eser. Satırları okudukça savaşın insan üzerindeki yıkıcı etkisini daha net kavradım. Kitabın hikayesi beni derinden etkiledi diyebilirim. Kapıların Dışında, keşke daha önce okusaydım pişmanlığını yaşadığım bir eser oldu. Mutlaka bir şans verilmeli.