Livaneli son ada'yı şöyle tanımlıyor; belli bir ülkeyi anlatmamasına karşın, belki de benim en politik romanım. İşte politika böyle bir şeydir. Bir diktatör gelir ve cenneti cehenneme çevirebilir. Kötü insan, martılara bile savaş açabilir. Gittiği her yere demokrasi adı altında kötülük götürür. Peki biz bu romanda Başkan'a öfke duyduğumuz kadar, ses çıkarmayan adalılara da öfke duymalı mıyız?
Kitabın sonlarında Livaneli'nin kitap üzerine yaptığı röportajda şöyle bir cümlesine tanık oluyoruz; "Zaten büyük kitleler dünü unutur, yarını ise düşünmez, sadece anı yaşarlar. Bu 'an' ise iktidarların ve medyanın manipülasyonları ile oluştuğu için genellikle yanlış yorumlanır."
Herkesi uyaran Yazar'ı anarşist olmakla, hain ve terörist olmakla suçlayan lider ve halk. Ne kadar tanıdık değil mi?