ve kız kardeşim ki çiçeklerin arkadaşıydı
ve anne onu dövdüğünde
yüreğinin sade sözcüklerini
çiçeklerin sevecen ve suskun tıpluluğuna götürürdü
…
onun evi kentin öte ucundadır
ve yapay evinde o
yapay kırmızı balıklarıyla
ve yapay eşinin aşkının sığınağında
ve yapay elma ağaçları gölgesinde
yapay şarkılar söylüyor
ve doğal çocuklar yapıyor.
(Bahçeye acıyorum)
…Yani sadece aile yaşamı değildi ataerkil geleneklerde boğulmuş olan. ..Onları toplumdaki kurtlardan koruyor, evde ise onların onların özgürlüklerinin gırtlağına bıçak dayıyordu.
İdam törenlerinde hep
urgan
bir mahkumun kasılan gözlerini
yuvasından dışarı fırlatırken
onlar kendilerine dalarlardı
ve yorgun ihtiyar sinirleri
şehvetli bir düşle gerilirlerdi
(Yeryüzü ayetleri)