İyi olacağız, pazar kahvaltıları yapacağız , birlikte sakin şarkılar dinleyeceğiz, yüzümüze pembelik gelecek.
Seveceğiz yeniden, uzun yolculuklar çekecek içimiz, ferah yollar.
Güzel manzaralar göreceğiz, arabayı sağa çek,aynı karede yalnızca ikimiz bir de yemyeşil yollar.
Işıltılı sokaklardan geçeceğiz birlikte ve daha aydınlık günlerden.
Hâlâ içten bir gülüşün bize yettiği sevgilere inanacağız, gösterişsiz.. ✨
[Ünzi]
İnsan ne yediyse ağzı onu kokar, ne okuduysa ağzı onu konuşur.. Hiçbir kıyafet zengin bir ruhu gizleyemeyez, hiçbir zenginlik de cahilliği saklayamaz.
Mevlana' nın dediği gibi:
“Testinin dışına sızan, içinde olandır.”
Şimdi şiir bence senin yüzündür,
Şimdi benim tahtım senin dizindir,
Sevgilim, saadet ikimizindir,
Göklerden gelen bir yadigâr gibi.
Sözün şiirlerin mükemmelidir,
Senden başkasını seven delidir,
Yüzün çiçeklerin en güzelidir.
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi.🌸
Sabahattin Ali
“Ruth’u gerçek mânada sevmediğini şimdi anlıyordu Martin. Onun sevdiği idealize edilmiş, dünyevi olmayan, kendi kafasında yarattığı bir varlık, aşk şiirlerine konu ettiği ışıklar saçan bir ruhtu.”
Güzelliğin gizeminin yaşamın gizeminden aşağı kalır yanı yoktu; hatta güzellik daha da gizemliydi; yaşamın ve güzelliğin dokuları birbirine geçmişti; kendisi de güneş ışığı, yıldız tozu ve mucizeden dokunmuş, aynı anlaşılmaz kumaşın minik bir parçasıydı.
Aşkı dünyadaki en güzel şey olarak görüyordu. İçindeki devrimi harekete geçiren, onu kaba saba bir denizciden bir öğrenciye, bir sanatçıya dönüştüren de aşktı; o yüzden Martin'e göre aşk, öğrenmekten, sanatçılıktan daha güzel, daha önemliydi.