Jean baptiste clemence adlı avukatın barda başlayan ve kendi evinde sonlanan sohbetinde başkalarıyla konuşurmuş gibi yaparken içsel bir hesaplaşmayı biz okurlarıyla buluşturduğu, 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış, Camus’nün gizliden gizliye içini döktüğü bir Camus eseridir.
Kitabın adı neden “Düşüş”? Her insan hayatının ilk dönemlerinde
Yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile.
Peyami safanın bir tane daha bayıldığım kitabı. Kendisinin psikolojik tahlilleri, karakter analizleri, içindeki buhranı içime işleyecek derecede güzel anlatışı eseri adeta mükemmelleştiriyor gözümde. Türk edebiyatının olmazsa olmazları arasında olan dokuzuncu hariciye koğuşunu her insanın okuması lazım kanaatimce. Kitabın bir başka sevdiğim yanı da kelime hazneme yeni kelimeler ekliyor oluşum. Siz de okurken mutlaka günlük hayatta kullanabileceğinizi düşündüğünüz kelimeleri bir deftere anlamlarıyla birlikte yazın ve düzenli olarak bu deftere göz atın.