Zeynep Demir Kahraman ile evli, bir oğlan babası , tabiatsever, hayvansever, İstanbulsever, köysever,seyahatsever, sanatsever, şiirsever, kalem ile yolculuk yapmayı seven, ümitvar bir ilim talebesi...
Lisans,Hacettepe İİBF,Maliye(mezun) - Anadolu Üni. Açıköğretim Fak. Sosyoloji Bölümü (devam)
Öğrencilerim ile kaybolan mesleklerin belgesellerini çekiyoruz. Bu amaçla
5. belgeselimizi çektik. İzleyerek(belli bir izlenme sayısına ulaşmamız gerekiyor) projeyi devam ettirmemize yardımcı olur musunuz arkadaşlar?
youtube.com/watch?v=yNjoXRw...
Her şeyi planlamaya çalıştığımız için değil mi bütün hayal kırıklıklarımız? İhtiyaçların değil isteklerin sonsuz olduğu bir zamanda kim mutlu olabilir, kim yakaladığı huzuru kalbinde tutabilir?
Süha Murat Kahraman
@SuhaMurat
·
16 Eylül 2021 14:04
"Taşköprülüzade, "et-tefekkur fi's-seyr" der. Düşünce, düşünmek, yolda olmak demektir. Yola çıkacağız, yolda bizi ne bekliyor, onu bilmiyoruz. Yani,
her şeyi planlayarak yola çıkılmaz..."
19 Nisan Cuma 19:00'da Nadide Kültür Sanat Sohbetleri'nde değerli öykücü Turhan Yıldırım ve değerli editörüm, şair Şafak Çelik’le "Edebî Türler Arası İlişkiler" hakkında konuşacağız. Yolu Üsküdar’dan geçenleri bekleriz. 1k'dan dostlarımızı aramızda görmek bizi memnun edecektir. Selam ve saygıyla.
İnsan hatalarının anlattığı
Mutsuzluğun körelttiği bir beden
Nedenini kaybettikçe boşluklaşan
Kalbindekiler kadar hayata bir soluk
Yaşamakta başkası için veya ölmekte
Geçmiş gibi bir feragat zamandan
Kavgası kendinden önce tanınan
İçinden yargılanır insan önce
Mahkumudur değiştiremediği hayatın
Ruhu ahlakı kadar özgür
Her çevrede yeniden doğan
İnsandı ismiyle çerçevelenen
İyilikten tutundu her el
Fark etmek hayatı yarım kalmadan
Gitmek her yolcuya arayışından
Savaşa karşıydı, her kendiyle barışık
Hürdü, düşüncesinde ikamet eden
Toprağa sığmayandı insan
Bir ömrü zamana bırakan
15 Nisan 2024
Düşü,masalı,hayali,mucizesi olmayan bir zamanın içerisinde akıl denen, hem miyop hem hipermetrop kılavuzla malumatımızı arttırarak dünyada, sahnede kalmaya çalışıyoruz. Bilgimiz arttıkça bildiğimiz yanılsamasına kapılıyoruz ve dönüp kendimize baktığımızda egomuz bize başka birini gösteriyor, havadan geçilmiyoruz. Aklın almadığını, kimse almayınca meydan fizik dünyaya, mantık çevrelerine kalıyor. Rasyonelitenin ördüğü duvarların arkasında mahsur kalan insan, sesini duyuramıyor. Nereye baksak yaşadığımız tespit edilemiyor. Kuru, tatsız,renksiz bir dünyayı, hayat kabul ediyoruz. Bindik akıl gemisine ve ne yazık ki kendimizden kaçıyoruz. Dünyaya ruhumuzu hapsediyoruz...
O sırada bıçak kesmedi.
O sırada asa ejderha oldu ve ipleri yedi.
O sırada ölü canlandı.
O sırada rüzgara yön verildi.
O sırada yaralar iyileşti.
O sırada hayvanlarla konuşuldu.
O sırada gömlek yüze sürüldü ve gözler açıldı.
Düşler uyandı, hayaller ufuklara yöneldi. Son kitap okundu ve yola çok önceden çıkmış gemi yolcularını çifter çifter almaya devam etti...
21.11.2022
Düşü,masalı,hayali,mucizesi olmayan bir zamanın içerisinde akıl denen, hem miyop hem hipermetrop kılavuzla malumatımızı arttırarak dünyada, sahnede kalmaya çalışıyoruz. Bilgimiz arttıkça bildiğimiz yanılsamasına kapılıyoruz ve dönüp kendimize baktığımızda egomuz bize başka birini gösteriyor, havadan geçilmiyoruz. Aklın almadığını, kimse almayınca meydan fizik dünyaya, mantık çevrelerine kalıyor. Rasyonelitenin ördüğü duvarların arkasında mahsur kalan insan, sesini duyuramıyor. Nereye baksak yaşadığımız tespit edilemiyor. Kuru, tatsız,renksiz bir dünyayı, hayat kabul ediyoruz. Bindik akıl gemisine ve ne yazık ki kendimizden kaçıyoruz. Dünyaya ruhumuzu hapsediyoruz...
O sırada bıçak kesmedi.
O sırada asa ejderha oldu ve ipleri yedi.
O sırada ölü canlandı.
O sırada rüzgara yön verildi.
O sırada yaralar iyileşti.
O sırada hayvanlarla konuşuldu.
O sırada gömlek yüze sürüldü ve gözler açıldı.
Düşler uyandı, hayaller ufuklara yöneldi. Son kitap okundu ve yola çok önceden çıkmış gemi yolcularını çifter çifter almaya devam etti...
21.11.2022
Dünya içinde müslümanlar olarak bir aylığına ahirete hicret etmiştik. Ramazan kalplerimizi bereketlendirmişti. Ruhlarımıza ruhülkuddüs gibi gelmişti. Ramazan ayı ile birlikte orucumuz milyonlarca müslüman kardeşimizin orucu ile çarpıldı. Yeryüzünde münferit bir etki değil muazzam bir iz bıraktı. Doğruluk, erdem, dindarlık ruhu yayıldı. İnananlara nefes oldu, inananları mücahedeye hazırladı, inananlara şükrün, sabrın, iradenin kapısını araladı. İnananlara hürlüğün ancak O'na kullukta olduğunu gösterdi. Hırsın aldatıcılığından inananları muhafaza etti. Malik değil O'nun mülküne ait olduğumuzu anlattı. Bizi kendimize döndürdü. Bizi kendimiz ile buluşturdu. Bize nefsimizi gösterdi. Bize Yaradan'ı yeniden gösterdi. Kur'ân yeniden nazil olmaya başladı hayatımıza. Ruh yeniden buluştu vahiyle inzivasında.
Yesrib'in Medine olması gibi yenilenmiştik. Mekke bizi bekliyordu arınmak için,Kudüs bizi bekliyordu, dünya bizi bekliyordu. Fetih bizi bekliyordu. Dünya Mekke gibi fetholunmak istiyordu. İnsanlar akın akın O'nun dinine girmek istiyordu .Yusuf Aleyhissellam'ın ve Resulullah'ın açtığı yol her asırda görülüyordu.
Yeryüzündeki bütün zulümlerin dinmesi, bütün inananların tevhitte buluşması duasıyla, Rabbim geçirmiş olduğumuz Ramazan Ayını hakkımızda hayırlı kılsın. Ne ile karşılaşırsak karşılaşalım imandan ve imanın gerektirdiği ahlaktan ayırmasın. Bir dahaki Ramazana daha temiz kavuşmayı nasip etsin,
Ramazan Bayramımız mübarek olsun!
9 Nisan 2024
"İnanan bir insan bilir ki Allah ona ne verdiyse, masaya hangi yemeği koyduysa, ona hangi işi bulduysa, ne ile meşgul ettiyse bu "kendisi" için en iyisidir ve onun tam olarak bunlara ihtiyacı vardır." diyor Nouman Ali Khan.
Bir anlayabilsek bunu ; şükür ve tevekkül hamd eden kulun duasının önünü nasıl açacak! Nasıl dışarıda akıp giden hayattan kulu çekip çıkaracak! "Olanda rahmet vardır" kabulü kula nasıl istikamet verecek! O'nun kuldan istediği hayattaki rahmet, bereket nasıl kendini gösterecek!...
Bir anlayabilsek her anımızın kayıtta olduğunu,kusursuz görüldüğümüzü, işitildiğimizi! Bir anlayabilsek her şeyi bilemeyeceğimizi, samimiyetin en büyük dua olduğunu!...
9 Nisan 2024
Zaman insanın kozası. Ne oluyorsa dünlerde, yarınlarda oluyor. Günlerce, aylarca sürüyor. Yıllara yayılıyor, asırlarca devam devam ediyor. İnsan ölümle geçmişini, doğumla geleceğini kendine bağlıyor. Zamana kendinden bırakıyor.
İnsan nicelik olarak bollaştığı, nitelik olarak ise her gün biraz daha yoksunlaştığı bir zamanda. İstiyoruz ve istediğimiz şeylerin bile isteye kölesi oluyoruz. İstememenin, ihtiyaç duymamanın hayatımızda açacağı özgürlükten mahrumuz. İçimiz hazlarla, zevklerle, hırslarla… dolu, dışa kapalı. Yalnızlığımızdan bilgelik değil, bir şey bilmezliğimiz okunuyor yaşamak denilen tekerrürün içinde. Kendimize sınır koymadan büyümeyi, olgunlaşmayı bekliyoruz. Kemalat dairesine giremeden sabırsız,şükürsüz göçüp gidiyoruz.
Her şey görünür alanda her şey çok açık belki de o yüzden görülmüyor. Oysa insanın sadece mevcut tanımını reddettip, kendini yeniden tanımlaması gerekiyor. Kul olmak için tövbeyle kozasını yırtması gerekiyor.
7 Nisan 2024
"Gözümü açtınız, belki de bugüne kadar benim düzen sandığım şey ruh karartıcı sıradanlıktan ibarettir. Kendimi başka bir yerde aramam gerektiğini hatırlattınız."