"İnsanın yaşamı sınırlıdır, varlığı akışkandır, eğilimi belirsizdir, tüm bedeni çürümeye yatkındır, ruhu girdap gibidir, kaderi anlaşılmaz ve ünü muallaktır. Kısaca tüm beden bir nehir gibidir, ruh ise rüya ya da hülya gibidir. Hayat savaşa ve bir yolcunun geçici konaklamasına benzer. Ölümden sonra ün de unutulur. Bu yüzden bizi ne koruyup gözetecek? Bizi koruyup gözetecek ya yani şey felsefedir.
Bu da ağır başlılığı ve masumluğu sunan, zevklerin ve acıların ustası olan, hiçbir şeyi amaçsızca ve ikiyüzlülükle yapmayan, bir başkasının yaptığı yada yapmadığına hiç ihtiyaç duymayan ilahi zekayı koruyup gözetmektir. Kendisi neden yapmış olursa olsun, gerçekleşen ve payına düşen şeylerin kendisiyle aynı kaynaktan geldiğini kabul etmektir."
Sayfa 19 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Çünkü yıldızlar insanlara cevap vermez fakat insan konuşmak içindir. İnsan kendi adına da, yıldızlar adına da konuşabilir. Yeter ki,; kendisini bilsin, kendisini tanısın, kendinden yıldızlara açılan varlığı yani ruhu görsün"
'Kendini Tanı' bütün sorularımızın cevabı burada yatıyor. İnsan kendini aşan bir soru sormayacağı gibi insanı aşan bir cevabı da anlayamaz. Öyleyse cevabı ya içimizde bulacaktık ya da hiç bulamayacaktık.