"Eğer yaşamak için çalışıyorsan neden çalışarak ölüyorsun?"
-Sen kendi ağzınla söylemiştin, Tuco, bu dünyada iki çeşit insan olduğunu,biri silahında kurşun olan diğeri kürek sallayan. Sen kürek sallayanlardansın.
Çok üzgünüm dostum, diyerek Haydut horozu geriye çekti, fakat kanunlar ihtiyaçlardan doğar... Dünyada iki çeşit insan vardır: parası olmayanlar ve 200 bin doları olanlar. Şahsen ben bu ikincilerden olmayı tercih ederdim. Anlıyorsun beni, değil mi Kumral? Bu defa ortaklığımıza ben son veriyorum.
Bu sözlerden sonra tetiğe dokundu. Horoz küçük bir ses çıkararak düştü, fakat patlama olmadı.
Haçın üzerine dirseğini dayamış ve telaşsız duran mükafat avcısı, gözleri yuvalarından fırlamış ve şuursuz bir şekilde tabancasının şarjörünü eviren Tuco'yu alaylı bir şekilde seyrediyordu.
-Çabuk! diye davrandı, fişeklikte boşalmış, hay Allah'ın belası...
-Geçen gece,senin uyumandan faydalanıp silahını boşalttım, diye mükafat avcısı açıkladı. Bence çok çabuk fikir değiştiriyorsun gibime geliyor.
Okur Takip Önerileri
- Tuco, hırçın bir sesle , pekala gidiyorum dedi. Fakat ben Tuco Benedicto Pasifico Juan MariaRamirez Allah'ın şefaatini beklerken aziz kardeşim, sana bir şey söylemek isterdim. Rahip kisvesini taşıdığın için kendini benden üstün görüyorsun değil mi? Fakat unutma, bizim gibi adamlar aç kalmamak için iki çareye başvururlar, ya rahip ya da haydut olurlar. Sen kendi, b en de kendi yolunu seçtim.
- Tuco. En zor, en çetin yolu seçen benim! Biraz önce ebeveynlerimizden bahsediyordun. Vaızlarını vermek için onları terk ettiğin zaman, onlara yardım için, yanlarında kim kaldı? O zamanlar 10 veya 12 yaşlarındaydım. Sen rahiplik mesleğine bir korkak olduğun için girdin... Çünkü sen de haydut olacak yürek yok!
Tuco. Dünya iki kısma ayrılıyor, amigo, süvariler ve yayalar. Bu defa sen yaya olacaksın!
- Kumral, öğren, 2 çeşit mahmuz vardır.Biri kapının önünde çınlar... ve diğeri gürültü yapmadan pencereden girer!
" Bizi öldürmeyen şey güçlendirir."
Friedrich Nietzsche
"Hiçbir yaratık, var olmaktan vazgeçmeden daha yüksek bir mertebeye ulaşamaz."
Dertlerin, tasaların bittiğinde sınavım bitti mi sandın? Hayır, asıl sınav şimdi. Daha önce olmadığın güce sahip olabilirsin. Peki, bunu nasıl değerlendireceksin?
Iyiliğe mi kullanacaksın kötülüğe mi?
Haram mı helal mi? Sınavın asla bitmez, değişir. Eğer sen dediğim gibi kalbini temiz tutarsan her sınava atlatabilirsin rahatlıkla. Eğer sınavın bu raddeye geldiyse bir bak kendine; kendini, gücünü, elini, kolunu nerede kullanıyorsun?
İyiye mi kötüye mi? Harama mı helale mi?
Düşün dostum, düşün. Sınavın bittiği anda yeni sınavına düşün...
Günahsız kul olur mu? Olmaz ama günahına tövbesiz kul olur. Ben tövbelerimi ederek devam edebiliyorum. Ya sen dostum?
Dua etmekten vazgeçme. Bil ki Allah her duaya cevap verendir.
Olduğunda şükür, olmadığında hamd edersen, Allah'a güvenirsen her şeyin iyisi senin olur. Senin kötü sandığın olaylarda bil ki Allah seni başka bir kötülükten koruyordur. Yoklukta imtihanı geçersen eğer, varlıktaki imtihanı kolaylıkla atlatırsın, yeter ki yoklukta sabretmesini ve Allah'a güvenmesini bil.
Böyle işte...Hayat, kader böyle. Yapacak tek şey dua, yer gök dua...
Allah'a emanet...
Şu hayatta kendini ne zaman kuşlar gibi küçük ve savunmasız hissedersen o sureyi hatırla. Minik minik kuşların, kocaman filleri yendiği sureyi. Bizde büyük ya da küçük olan kazanmaz,
Allah kimin yanındaysa o kazanır.
Biz de imkansız diye bir şey de yoktur,
Kûn fe yekûn vardır!
Çünkü Allah "Ol" der ve olur.
Biz de kuşlar, filleri yener!
Ne olursa olsun, kalbinde Rabb'ine güvencin ve temizliğin tam olması gerekiyor. Göze göz, dişe diş savaş verebilirsin hayatla ama kaderin üstündeki kaderi asla yenemezsin ama değiştirebilirsin. Dua ile Rabb'inle konuşabilir, içini ona açabilirsin. İçini bilmez mi Rabbim? Seni denemek ister her seferinde. Sen eğer Rabb'ine karşı her seferinde temiz ve ferah kalırsan, isyanı ağzından çıkmadan tutar, dilini terbiye edersen, ödülü elbet vardır.
Ben bilirim ödülün ne olduğunu bilirim. Ya ödülünü aldığında ne yapacaksın? Asıl önemli olan budur.
İyinin güzelliği kötüde, beyazın güzelliği siyahta gizlidir. Kötü olmadan iyiyi, siyah olmadan beyazı anlamak mümkün değildir.
Yanan insan değişir, içindeki çocuğu büyütür ve dik durmasını öğrenir.
İnsan kendi kaderni yaşarken, yaptığı hatalardan dolayı kaderinin yön değiştirmesine yardımcı oluyorsa bu; kaderin silsilesini yiyince, kadere isyan yerine Allah'a daha çok sarılması gerektiğini gösterir.
Mevlana der ki;
"Çaresizlik Allah'tan gelen en güzel işarettir. Dua vaktinin geldiğini gösterir."
Bu âlemi güzel nakış ve tablolarla donanmış bil de seyret,
Bir gül tufanı ve bahar coşkunluğu anla da seyret.
Ufukları hep yârin cilvesiyle dolu bil de seyret! O yâr ki, bütün isteyenler, istedikleriyle hep aynı renk;
O biri, bugün nice binler anla da seyret!
O gizli ateş ki, cihan'ı yakan odur,
Hep gökleri duman ve kıvılcımla dolu bil de seyret!
O bal ki, arının iğnesinde gizlidir, bunu anla;
O gül, dikenden kıyafet giydi, bunu anla da seyret!Bu cisimleri can yüzüne konmuş tozlar bil;
O ay'ı tozların altında apaydınlık bil de seyret!
O cihanın canını ara, sen, sende bul onu;
O zülf ve yanağı gece ve gündüz bil de seyret!
Madem, iki cihan ağacının o tatlı meyvesisin,
Bu nasıl bir ağaç ve nasıl bir meyvedir anla da seyret!
Ey Hakkı, basiret gözünü aç da bak bu cihana; Hem mahşer, hem cennet, hem cehennem anla da seyret!
Hem Allah'a isyan ediyor hem de sevgini izhar ediyorsun,
İşte benim ömrüm de böyledir.
Eğer sevğinde sadıksan, ona boyun eğerdin,
Şüphesiz seven, sevdiğine ataatkârdır.