Muhammed

RECAİ--.............. ....... ...... Ölürsen de tabutunu aşağı katlardan geçmesin diye bakkal kutusu gibi pencereden iple sarkıtsınlar.(Durur,herkesi süzer,titremesi artmış)Yahu sizde,hayâ,utanma diye bir şey yok mu?İnsaf duygusunun artık lüzumsuzluğunu ispat etmek için mi geldiniz bu dünyaya?
Reklam
RECAİ--Rezaletin en büyüğüne çattı değil mi? YÜKSEL--Sormayın! RECAİ--Giderken ne dedi sana? YÜKSEL--Artık gelmeye hacet yok,dükkanda görüşürüz. Allah hepimizi ıslah etsin dedi ve gitti. RECAİ--Çok yazık...Allah konağın içyüzünü göstermiş ona
TEKİN--Beni çok hırpalıyorsun! AYSEL--Dedim ya;çok seviyorum da ondan... TEKİN--Üstelik alçak dedin... AYSEL--Doğru söylemişim...Alçak!

Reader Follow Recommendations

See All
RECAİ--Biliyorum!İhtiyarlara saygı diye bir adet olmasaydı garplılarda,şimdi benim sakalımı yolardınız!O basmakalıp çarşı-pazar damgalarınızla her tarafımı mühürlediniz:Moruk,kokmuş adam,örümcek kafalı,softa,gerici...(Bastonuyle tavanı gösterir.) Bırakın,tavan arasındaki küflü çamaşırlar gibi bizi attığınız katta son nefeslerimizi sayalım da,sonunda her şey size kalsın...
Bugün dünyanın her yerinde hafakanlı bir buhran yaşayan tiyatro,birgün bizim tiyatromuz kurulursa,belki mide gurultusu seslerinden ve o güzelim mikâb içinde,camlarda uçuşan sineklerin başıboş kıvrımları kadar serseri gidip gelişlerinden kurtulur,mânaya ve aksiyona kavuşur...
Reklam
Reklam
858 öğeden 826 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.