Okunan şeylerin hafızaya bir takım bölümler ve kitaplar olarak değil, tam yerine oturtulmuş küçük mozaik taşları gibi yerleşmesi, okuyanın zihninde dünya hakkında genel bir görüş oluşturması gerekir. Aksi halde bu bilgiler ona sahip olan kimseye, bütün ahmaklığına rağmen, faydalı olacak yerde, değersiz, dağınık bir karışım olur. Okuyan, kendini ciddi olarak yetişmiş, hayattan bir şeyler anlayan, bilgisi olan bir kimse zanneder. Oysa nasıl okuyacağını bilmeden okumak, onu gerçeklerden daha da uzaklaştırır. Böyleleri ya bir sanatoryuma düşerler ya da politikacı olurlar.
İnsan ancak sevdiği şey için mücadele eder. Sevmek için takdir ve hürmet etmek gerekir, hürmet etmek için de hiç olmazsa onu tanıması, bilmesi lazımdır.