Öğretmenle dalga geçmenin, öğretmeni hafife almanın moda! olduğu günlerde düşünerek... okunacak bir kitap "İlk Öğretmenim". Kısa ama belki de içine yüzlerce iç çekiş sığar. Öğretmenliğin harf, bilgi öğretmekten ibaret olmadığını Düyşen üzerinden, cehaletin içinde bile olsa yaşamaya niyetli kardelenlerin hep cesaretli ve azimli olması gerektiğini ise Düyşen'in Altınay isimli öğrencisi üzerinden anlatmış sevgili Aytmatov. Eminim okurken düşüneceksiniz: Düyşen'ler var, var olmaya devam edecek ve tek dertleri Altınay'ları... onları, hiç yara almadan koruyabilmek oldu, olacak. Düyşen, romanda Kırgız soğuğuna ses etmeden öğrencilerini okula taşırken, Düyşen'ler... kış günü, şu yılda... hâlâ okula lastik ayakkabılarla, çorapsız, montsuz gelen, çatlamış elleri krem görmemiş, hayatında hiç çilek yememiş, sinemaya gitmemiş öğrencilerin derdiyle hemhal. Oldu, olacak...
***
Dünyada saygı duyman gerekenler; atandır, öğretmenindir, yol gösterenin, iyiliğini isteyenindir. Evlilik yıl dönümünde şehadete eren, evlatlarına -daha ölümü anlatamadan- tabutunu bırakan yiğit abilerin beklediği, koruduğu, sevdiği... "vatan" ancak böyle yeşertir "kavakları".
"Oku, durmadan oku."/S.63