Yenilgi, yenilgim, parlak kılıcım ve kalkanım.
Gözlerinde okudum tahta çıkmanın esir düşmek, Anlaşılmanın aşağıya çekilmek olduğunu,
Bir şeyin esasını kavramanın bütünlüğe ulaşmak
Ve olgunlaşmış bir meyve gibi ağaçtan düşüp tüketilmek olduğunu.
Karahindibaya üflüyor biri,
uçuşan benim.
Bir cam düşüyor yükseklerden,
tuzla buz olan benim.
Su damlıyor bozuk musluktan,
etrafa sıçrayan benim.
–
Nerede bir şey olsa, olan banadır aslında;
dünyanın cehenneme döndüğü o hassas kalp benim.
Seni dinlerken tıkalı tüm duygu ve düşünce gözeneklerim bir bir açılıyor.
İçime yaşamak doluyor, içime yaşamak diye sen doluyorsun.
Bana ne iyi geliyorsun öyle.
Seni andıkça bir ışık vuruyor yüzüme. Yosunların yeşilinden, dalgaların köpüğünden.
Denizler çekiliyor, dağlar eğiliyor ve yollar kısalıyor yaşadığımız aşkın büyüklüğünden.