Elini göğsünün üzerine koydu.
Sanki, dedi, bak tam şuramda, sol yanımda, kalbimin altında bir yer eksik kalıyor. Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor. Ne yapsam eksilmiyor ne yapsam dolmuyor. (Nazan Bekiroğlu)
Ben de yaşamayı yeğlerdim. Ama güneşli bir pazar günü o koltukta kıvrılıp dizimi ağrıtacak kadar ağır bir kitabı okuyorsam yaşamaya ne denli istekli olduğum sorgulanabilir. ( Nazan Bekiroğlu)