Outcast

Outcast
@Taleoftheoutcast
Reklam
A prison wall was round us both, Two outcast men we were: The world had thrust us from its heart, And God from out His care: And the iron gin that waits for Sin Had caught us in its snare. ..... Kuşatmıştı ikimizi de zindan duvarları, Öteki adamlardık ikimiz de: Dünya bizi kalbinden söküp atmıştı, Tanrı bizden yana bakmıyordu bile: Günah’ı bekleyen bir demir kapan Kıskıvrak yakalamıştı ikimizi de.
Sayfa 48
Duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
“Birisinin bir daha hiç gelmeyecek olması, bir şey söylemeyecek olması, asla tek bir adım atmayacak olması, ne yakınımıza ne uzağımıza doğru, bize bakmayacak, gözlerini başka yöne çevirecek olması... Kim bilir buna nasıl dayanıp sonrasında bunu nasıl atlatıyoruz?”
Çok hoş ve acı veren bir zevkti bu. İki ucu da insanı yakan saf bir altın gibi. Susuzluktan kavrulan bir adamın zehirli olduğunu bildiği kuyudan, sırf o susuzluk hissini geçirmek için su içmesi gibi bir histi bu.
Sayfa 229
Reklam