Hepimizin tek bir özelliği vardı: İnsan olmak. Farklı inançlara, farklı etnik kökenlere, farklı cinsiyetlere, farklı dünya görüşlerine sahip olsak da hepimiz insandık.
Semtlerin eski isimleri unutulursa, tarihlerinden koparılırlarsa kişiliklerinden de koparılırlar. Hiçbir özellikleri kalmaz. Birbirine benzeyen, sıradan insanlar gibi olurlar. Oysa İstanbul sıradan bir şehir değil.
Sokaklar dardır, gölgelidirler. Sıcak iklimler için bu oldukça önemli bir çözümdür ama bugünün taşıtları için yetersizdirler elbette... Ama arabalardan çok insanla karşılaşılır sokaklarda...
Tahta, bir parmak kalınlığında, bir karış genişliğinde, iki kulaç uzunluğunda. Kışlık kat "elim tavana değmesin yeter" yüksekliğinde yapılıyor. Üstelik karış da, ya yapanın ya da yaptıranın karışı...