Eski edebiyatımızla ülfeti olanların malumları olduğu üzere kitapları güveden, kurttan koruyan bir melek veya cinin adıymış güya Kebîkeç. Eskiden kitapların başında uygun bir yere “Yâ Kebîkeç” yazınca kitaba haşerelerin zarar veremeyeceklerine inanılırmış.
Dünya okyanuslarının %80'inden fazlası henüz keşfedilmedi ve haritalanmadı, yani yüzeyin altında ne olduğu hakkında bilmediğimiz çok şey var. Dünya okyanuslarının çok büyük olduğunu söylemek yetersiz kalır.
Jüpiter'in Güneş sistemimizdeki en çok uyduya sahip olma unvanı(95 uydu), bilim insanlarının Satürn'ün yörüngesinde 63 yeni uydu keşfedildiğini doğrulamasıyla el değiştirdi. Son keşifle birlikte halkalı gezegenin toplam uydu sayısı 146'ya ulaştı.
Allah'ın Resulü kendi heva ve hevesine göre konuşmaz. O kendisine vahy olunanı söyler. İşte bu sebeple Kur'an-ı Kerim ile hadis ve sünnet arasında bir çelişki bulunması mümkün değildir. (Şatibi, Muvafakat)
Dostoyevski Yeraltından Notlar kitabında şunu söylüyor: “Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umrumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım.” Çay sevilmez mi hiç 😊
Cuma günü camide halkı çiğneyerek (insanlara zarar vererek) ileri saflara doğru gitmeye çalışan kimse, ateşte bağırsaklarını sürükleyen kimse gibidir. (Ahmed bin Hanbel-Müsned)
Zaman yakınlaşmadıkça (kısalmadıkça/daralmadıkça) kıyamet kopmaz. Öyle ki bir sene bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün gibi, bir gün bir saat gibi, bir saat ise ateşin bir an parlaması gibi (kısa) olacak. (Tirmizi)
Hiç amel etmeden cenneti istemek, bir çeşit günahtır; hiçbir sebebine yapışmadan şefaat ummak, bir çeşit aldanmatır. Hiç itaat etmediği zatın rahmetini ummak, bir cehalet ve ahmaklıktır. (Maruf-i Kerhi)
Müslüman Endülüs'ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakılan bir milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. (Pierre Curie-Nobel Ödüllü Fizikçi)