“Çiçekleri sevdiğim için bana kızıyorsun!”
“Hayır.” “Çiçekleri sevdiğin için kızmıyorum. Onları beni sevdiğinden daha çok sevdiğin için üzgünüm yalnızca.”
“Ben sadece seni seviyorum.”
“Evet… Siyah Lale’den sonra!”
Selam sevgili okurlarım, sizlere Stefan Zweig’ın Ay Işığı Sokağı kitabından bahsedeceğim.
Kitabın arka kapağındaki bölüm: “Kitabın kahramanı, küçük bir Fransız liman kentine iner. Gece treni kaçırır, zamanını, ay ışığının aydınlattığı liman şehrindeki sokakları keşfederek geçirir. Bu esnada tesadüfen girdiği bir lokalde kadın garson kendine de bira sipariş eder ve sahte bir sırnaşmayla kahramanın yanına oturur. Kadın, lokale gelen başka bir müşteriye ise oldukça kaba davranmakta, ona hakaretler savurmaktadır. Kahraman, gittikçe şiddetlenen gerilimden rahatsız olur ve onları kendi hallerine bırakarak lokali terk eder. Hakarete uğrayan adam, Ay Işığı Sokağı’nda yürüyen kahramana esrarengiz hikâyesini anlatmaya başlar.”
Zweig’ın kitaplarını genel olarak seviyorum ama bence, bu kitap okunsada olur okunmasa da.
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 202067.6k okunma