Bu bilinçte biriyseniz, bilerek ya da bilmeyerek gerçeğe aykin bir söz söylediginizde, böyle bir davranista bulunduğunuzda, hakikat çizgisinden saptiginizda, sanki çok büyük bir sisteme karşı gelmişsiniz, ofsayta düşmüşsünüz, perişan olmuşsunuz gibi hisseder, bunun ızdırabını ta içinizde duyarsınız. "Bu yaptığım olmadı, olmadı..." diye geçirirsiniz içinizden.
Halbuki size hatanızı soran, sizi suç üstü yakalayan ya da yanlışınızı gören yoktur belki de; fakat insanın doğruya, hakikate, güzele tesne bir hali vardır. Yanlisa düştüğü için ızdırap çekip aci duysa da insan, doğrunun hizmetkar olup güzele yöneldigi zaman, çektiği acıdan da zevk alir. "Galiptir bu yolda mağlup" deniyor ya, işte insanı mutlak hakikat fikri orada kurcalamaya başlıyor...