Tugba Yıldırıcı

328 syf.
1/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Sevmek ne uzun bir kelime…” Bu kitap bir kız kardeş tarafından yazılmış bir hayat anlatısıdır.O hayatki içinde Cemal Süreya nefes almış. Okurken çok üzüldüğünüz ama “keşke daha objektif olsaymış” demeden duramadığınız bir kitap. Bu kadar yanlı olunca anlatılanlarda şüphe ediyorsunuz. Ayrıca bazı konuların çelişkileri de cabası. Bu eleştirilerim tabi CS için değil, anlatan kişinin yaşadığı her şeyin sorumlusunu etrafındaki kişileri gösterdiği için. Hep kandırılan, hor görülen olan ve bunu intikam alır gibi anlayan kardeş abisinin kitaplarını bile bir yere sığdıramamış. Olmuyor taşları yerine oturmuyor. Söylenecek çok şey var ama Cemal Süreya olduğu için konu daha fazla eleştirmek istemiyorum. Onun da dedi gibi Üstü kalsın…
Size Nefesimi Bırakıyorum
Size Nefesimi BırakıyorumPerihan Bakır · Everest Yayınları · 201946 okunma
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yanlış Tarih
“ geçmişi denetleyen geleceği denetler; günü denetleyen geçmişi” 20. yüzyılda ABD İngiltere’den bir imparatorluk devraldı ; ve tarih aynı dille yazılmaya devam etti. Biz de dünya tarihine ne kendi ülkemizin tarihinden ya da dilinden okuyoruz. Roma Mısır Hitit hatta Osmanlı tarihini bile ABD İmparatorluğu’ndaki tarihçilerden İngilizce okuyor ve dilimize çeviriyoruz bu sebeple Anglo Amerikan tekelinin kırılması çok zor görünüyor. Kitapta genel olarak tarihe nasıl baktığımızı hangi ülkelerin tarihinden okuduğumuzu fark etmedikçe babalarımızın kıyafetini giyip, coğrafya kaderdir deyip, biz buyuz düşüncesiyle sorgulamadan devam edeceğiz. Gündüz Vassaf, “Tarihi Yargılıyorum” kitabında olaylara bakış açımıza bazen pozitif bazen de negatif oklar fırlatarak bizi rahatsız ediyor ama bu rahatsızlık biraz durup düşünmemizi sağlıyor. Yavaşlarsak ve sakince yorumlarsak gördüklerimizi, geleceğe; büyüklerimizden devraldığımız aynı hırkayı bırakmamış oluruz. Ama önce günümüzü yorumlamalıyız.
Tarihi Yargılıyorum
Tarihi YargılıyorumGündüz Vassaf · İletişim Yayınevi · 2017435 okunma
160 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Her beş çayında anlatılan, dinlenen ama akşam evlere dönünce koşturmacada unutulan; anlatanın derdiyle başbaşa kaldığı hikâyeleri anlatıldığı bir kitap. Kadınların zaten aşina olduğu aslında erkeklerin okumasında faydalı olacaktır. Ülker abla gün içinde defalarca yanımızdan geçen bir çok kadından sadece biri. Bol erkek okuru olsun diyerek kapağını kapadım.
Ülker Abla
Ülker AblaSeray Şahiner · Everest Yayınları · 20211,953 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
165 syf.
6/10 puan verdi
1854’te kırım savaşına subay olarak katılmıştır tolstoy. Bu döneme ait izlenimlerini bu romanda anlatmıştır. Eser güzel bir tas birde başlıyor kırda bir deve dikeni onun deyimiyle “ Tatar” Çiçeği ile karşılaşır. Koparmaya çalışıyor, dikenleri sebebiyle her yeri kadar; çiçeği koparmıştır ama dalındaykenki güzelliğinden eser kalmamıştır. Romanın konusunda bakıncaı belki bu sunum için bile bir eleştiri kitabı yazılabilir diye düşündüm. “… çiçeğin üzerinden bir araba tekerleğin geçtiği anlaşılıyordu, böyle yük durması bu yüzdendi, iyi gitti ama yine de yerinde duruyordu. Sanki bedeninin bir parçasını koparmış, iç organlarını dökmüş, kolunu kesmiş, gözünü oymuşlardı. Ama o, çevresindeki bütün kardeşlerini yok eden insanoğluna teslim olmamıştı.” bu cümleleri okuyup Kafkasya’ya baktığımızda yazarın aslında ne dediğini çok derinden anlıyorum. Kitabın sonunda Tolstoy Hacı Murat’ı dostunu öldürtür. Kitabın başındaki Tatar Çiçeği Hacı Murat’tı aslında.
Hacı Murat
Hacı MuratLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,3bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
 İşlenecek cinayetin herkes tarafından bilindiği bir konusu var ancak yazar o kadar sağlam bir üslup ile anlatmış ki ben kahramanı ölmediğini düşündüm kitabın sonuna kadar Santiago Nasar bir Araptır ancak yazar Türklük vurgusu yapar diğer kitaplarında olduğu gibi. Kitap boyunca beni etkileyen şey toplumun farkında olmadan nasıl da birlikte
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,5bin okunma
Reklam