Babasını binbir zorlukla ikna ederek İzmir'den İstanbul'a gelen Pervin'nin 3 ay İstanbul'da amcasının evinde yaşadıklarını anlatıyor. Kendi aile yapısına tamamen ters bir aile. Ancak bu aileye misafir olarak gelen bir yazar Pervin'nin kalbini çalıyor. Başta Pervin Behiç'in hislerinden emin degilken, sonra aynı düşüncelere sahip olduğunu anlıyor. Ancak Behiç'in "Yaşamak için insana hayat lazımdır. Hayal degil..." sözü Pervin'i perişan ediyor.