Daha eski dönemlerde bu iki türe (özellikle bilimkurguya) olan bakış açısı muhtemelen biraz daha tutucuydu. Fakat günümüzde bile kitap olsun veya olmasın, fantastik ve bilimkurgu türlerine karşı tutucu, küçümseyici veya insana bir şeyler katmadığını düşünen insanların sayısı azımsanmayacak düzeyde. Fakat “kaliteli” (tabii ki bu kişinin eserden beklentilerine göre değişir) ve detayları dikkatlice oluşturulmuş bir fantastik veya bilimkurgu veya bu türlere ait özellikler barındıran eserler kadar, insanın ömür boyu koruması gereken bir meziyet olduğuna inandığım hayal gücünü canlı tutan, yeni ve farklı şeyleri merak etmesi, keşfetmesi veya icat etmesi için ona teşvik veren, karşılaştığı farklı kişi, fikir ve durumlara karşı daha açık fikirli ve tutucu olmadan yaklaşıp saygılı olmasını ama kırıcı olmamasını sağlayan, insan zihninin gidebileceği noktaları ve bilimkurgu için belki de gerçek olabilecek şeyleri çok öncesinden görmesini sağlayan, insanın “uzun vadede” yaşama umudunu ve geleceğe dair beklentilerini canlı tutan veya bir beklenti ve vizyon oluşturmasını sağlayan ya da sadece bunaldığı bir anda elinden tutup o an “gerçeği” olan dünyanın getirdiği kaostan, yepyeni ve bir gerçekliğe adım atmasını sağlayıp “kısa vadede” de olsa umut aşılayabilen en önemli türler fantastik ve bilimkurgu veya bu iki türün özelliklerini barındıran eserlerdir bence. Tabii ki de bir uzman olmadığımı ve diğer türlerin kazandırdığı meziyetleri küçümsemediğimi belirtiyorum ama insanların hayatında, bana kazandırdığı ve kazandıracaklarından yola çıkarak, fantastik ve bilimkurgunun özel bir yeri olması gerektiğine inanıyorum.