Her güne bir sinirlilik haliyle uyanıyorum, çok gerginim,huzursuzum. Telefonumu hep sessizde tutuyorum; mesaj, arama sesi duymayayım, odamın kapısını kapalı tutuyorum, kapı vurma sesine cevap vermeyeyim diye. Peki nedendir bu bahane arama çabası?
-"kaç kere aradım açmadın?"
(Duydum ama açmadım,gördüm ama telefonu ters çevirdim, hep sessizde tutarım çünkü duymak istemiyorum. )
Neden direkt söyleyemem ki gerçeği, senin ihtiyaçlarını önemsemiyorum, bana ihtiyacın mı oldu? umrumda değil. Mesai zamanında yerine birini mi arıyorsun? benim problemim değil. Canın çok sıkkın birinin desteğine mi ihtiyacın var? üzgün değilim, müsait de değilim... Bunları söylemek neden bu kadar zor?
-"Kaç kere aradım açmadın?"
-"Telefon sessizde de duymuyorum."
-"Niye ki?"
-"Çalışıyorum, dikkatimi dağıtıyor da ben de sessize alıyorum hep, o yüzden..."(senden dolayı değil, o yüzden)
Birinin telefonunu açmadığında açmamak bir suçmuş gibi neden mahcubiyet ile cevap verilir,neden hep bir kusura bakma şöyle de böyle de halleri? İlla herkes tarafından onaylanacak bir bahaneye mi ihtiyaç var telefon açılmadığında?Nedir bu özür konuşmaları?
Aslında sorun ne "mahcup" konuşmalarda, ne de "önce ben" tavırlarında. Sorun ikisinin de aynı anda olma çelişkisi. "Benim vaktim, istediğim gibi kullanır kurallarımı kendim koyarım" düşüncesi ama pratikte yarım yamalak bir "sananeci" ve de "kusura bakmayımcı"," özür dilerimci" tavır.Ne olacağına karar verememiş korkak, ikiyüzlü bir insan. Biri olmaya çalışırken hiç olan bilinçli bir böcek.
~butimar