korku ve önyargılar insanların öyle içlerine işlemişti ki, kimse işbirliğine yanaşmıyordu. Art arda gelen hükümetlerin birbirlerinden tek farkları, hoşgörüsüzlük dereceleriydi.
“Liderlerin çoğu kör; Hükümdarlar gözlerini boyamış. Tehlikenin farkına vardıklarında çok geç olabilir. İnsanlık inisiyatifini yitirip kobay bir ırk konumuna düşecek.”
Wainwright’ın gecikmesinden de ayrıca memnundu, çünkü böylece görüşme başladığında etik açıdan avantajlı konumda başlayacaktı. Akıllı mantıklı kişilerin kabullenmesi zor olsa da, böyle ufak tefek şeylerin insan ilişkilerindeki rolü büyüktü.