Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seda

"kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin. su olsan kimse içmez, ölür de susundan yol olsan kimse geçmez, sarp kayalara uğratır da yolunu elin adamı ne anlar senden? çıkarsın bir dağ başına, bir ağaç bulursun tellersin pullarsın gelin eylersin. bir de bulutları görürsün,bir de bulutları görürsün bir de bulutları görürsün köpürmüş gelen bulutları başka ne gelir elden? çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı."
Reklam
''Beni anlamanı istemiyorum. Bu sana fazladan bir mesai gerektirir ki, kimsenin hayatında ağırlık yapmamayı epey önce öğrendim. Biraz düşünmeni isteyebilirim, nasıl olduğumu. Belki de nasıl olduğumu anlatmak için tüm çabam. Bu boktan, beş para etmez dünyada hala iyi kalabilmenin ve iyi yaşamanın mücadelesini verdiğim için beni kutlamanı istiyor da
"Kendimi o kadar eksilmiş hissediyorum ki bazen… Yani o kadar eksilmişim ki, yaşamaya devam etmem için ihtiyacım olan bütünlüğü 14 ömrüm olsa anca tamamlarmışım gibime geliyor. O sıcak ellerim nerede? Dudaklar, göğüsler, kucaklar nerede? Neden bir tatlı sözden bu kadar mahrumum? Ne ara uzaklaştım böyle? Kendimi, kaybettiğimi sandığım yerde

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Kimseyle konuşmuyorum, kötü olduğumdan değil, canım istemiyor sadece. Neden bilmiyorum, kendime bile anlatamıyorum. Neden bilmiyorum, kendime bile ağzımı bıçak açmıyor. Eskisi gibi aynalara uzun uzun bakamıyorum. Kendi ayak sesime bile tahammülüm yok, kötü değilim iyi değilim. Sadece karnıma yumruklar indiren bu hissi hiçbir yere koyamıyorum. Bununla baş edemiyorum. Kimseye inanmıyorum, herkes kötü olduğundan değil içimden gelmiyor sadece. Samimi hissetmiyorum. Hevesim kırıldı ya, tokat gibi çarpıyor hep. Güçlü hissetmiyorum, güçsüz olduğumdan değil en zayıf yerimden vuruldu ya bir kere. Artık herkes biliyormuş ve beni ordan vururmuş gibi. Kızgın değilim. Herkesin devam etmesi gereken bir hayatı var kabul. Bir hırsım da yok, ben sadece koskoca bir sevginin hiç edilişine kırgınım. Devam da ediyorum aslında, aralarda takılıyorum sadece. Ben beni duraksatan bu hissi kaldırıp atamıyorum, buramda bir taş gibi duruyor öyle. Bir şeyler heyecanlandırmıyor artık, güzel olmadığından değil. O merdivenleri ikişer ikişer çıkıp tutuna tutuna indim bir kere, silemiyorum o anı sesim çıkmıyor artık, bağıramayacağımdan değil kendimi savunamayacağımdan da değil. Anlaşılmayacağıma öyle eminim ki olduğu gibi bırakıyorum. Hiçkimseyi ve hiçbir şeyi istemiyorum, başaramayacağımdan değil. Canım istemiyor sadece. Bir şeyleri kazanmak kaybediyormuşum hissi verdiğinden bir boşluk hissediyorum, dolduramadığımdan değil, taşırdığınızdan. Ben artık kendimi bile tanıyamaz hallere gelmek istemiyorum. Hiçbirinizi sevmek hiçbirinizden nefret etmek istemiyorum. Siz hepiniz haklısınız, ben yorgunum.”
"Çok şey kaybettim.Eğer bana biraz kendinden bahset deselerdi söyleyeceğim üç kelimelik çok uzun bir özet olurdu bu.Çok şey kaybettim.Bu şey'in içine birçok "şey" sığdırılabilir.Hepsinin sonunda ayakta kalmaya çalıştım ve gördüğünüz üzere hayattayım.Hayatta kalmak,ayakta kalmak değildir.Ezilip küçüldüm, içime kapandım ve yavaş yavaş sustum.Şimdilerde eskisi kadar konuşmuyorum.Konuşabileceğim insanlar yok değil, benimle konuşabilecek insanlar yok gibi. Narsist bir tarzda söylenmiş bir cümle değil bu, düz bir mantıkla benim sessizliğimi dinleyecek insan sayısı kapitalist lider iPhone'unun tuşlarının sayısını geçmez.Oysa 'dinliyorum' diyecek herkesi sevebilirdim. Onlardan birine aşık bile olabilirdim. Ancak tek bir şey var, 'dinliyorum' diyen kişi benim ve kendimi sevdiğim de pek söylenemez. Çok. Şey. Kayıp. Toprak altına verdiğim kayıplar ve toprak üstünde yürüyen kayıplar...."