Sana çiçekli yollar vadetmiyorum,
Vadetmek bir hayalin inşaat halidir çünkü.
Sana yalnızlıklar vadetmedim.
Sana mutlu yarınlar.
Mutsuz oluruz,
Böyle de varız, bil istedim,
Sarmaş dolaş olmadan da bütün olur iki beden,
Mesafeler sadece coğrafya kitabında önemlidir.
Sana birçok şey vadetmedim,
Ellerinden öpülesi sabahlar,
Güneşe karşı uyanıp rüyamı anlatmak ön balkonda
Gökyüzü tam beyaz
Soğuk mermer beyazı
Yağmur da yağar birazdan.
Hava koşulları yalnızca coğrafya kitaplarında değil.
Bir insana verdiğiniz değerin, onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesiyle hiç ilgisi yoktur. Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız.
Bunun adı tam olarak değer yüklemesidir. Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil, sizsinizdir. En azından bir süre öyledir.
Ama şunu da gözardı etmemek gerekir: Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer, artık sürekli kendinizden verdiğiniz için siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz.
Soylu ve tutkulu başlayan pek çok yakınlaşmanın, son derece sefilce sonlanmasının en büyük nedeni de işte bu durumdur.
Birilerinin terk etmesi, gitmesi, sevmemesi gerçekten önemli değil. Ama seviyormuş gibi yapması, kendine alıştırması, bağlaması hiç affedilir gibi değil.
Kimseye beddua ettiğimiz yok ama herkes yaşattığını bir gün yaşamalı.
Verdiği kadar mutluluğu ve bıraktığı kadar acıyı...