Tolga Doğan
@Tolga_dgn_
Ve öyle oluyordu çoğu zaman..
Bir düşüncedeki acının yoğunluğu, düşüncenin kendisini ve nerede bulunduğumu unutturuyordu..
Üniversite
İstanbul, 21 Mart 2002
83 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
"Kaf dağları uzar gider.
Ve her yolcusuna bir Zümrüdüanka gerektir."
Mutluluk, belki de, bu bekleyişti..
"Gönülden istek olunca ıraklar yakındır
Yolları bitmez gösteren isteksizliktir."
Okur Takip Önerileri
"Söyleyene değil, söylenene bak.."
... başını alıp gitmek istiyor: Kendisini tanımayanların veya olduğu gibi sevip beğenenlerin arasına gitmek istiyor.
"Çok büyük dediğin dünya, şu gördüğün yıldızların en küçüğünün yanında tırnak ucu kadar bile kalmaz."
"Engel çoktur. Çok olsada aşılır. Amma bi engel vardır ki, onu aşan görülmemiştir. O engelin adı nefistir. Nefsin eline düşen hiçbir yere varamaz."
İnsan tek olmadığını anlamamış, anlayamamışsa ve anlayamıyorsa, Dünya, gerçekten de, çok, çok büyüktür; çünkü insan, zamana ve mekâna göre çok, çok küçüktür ha var, ha yoktur.
-Sana sorarım, Osmancık; ne düşünürsün?
+Hiç.
-Düşünce ağırlaştı mı, insan hiç sanır.
Ben öyle sanırım. Konuşmak kolay.. düşünmeyen, derdi olmayan, bir meseleyi dert edinmeyen, hiç demez; konuşur..
Dolun ayın masmavi aydınlığında yalnız o varmış gibiydi ve her şey onun sözünü işitmek için susmuş gibiydi..
Baharı müjdeler onlar...
Özlediğimiz baharı...
Çünkü özlenen baharlar vardır.
İnsan bir şeyi anlamıyorsa, anlamamış ve anlamayacaksa, Dünya çok büyüktür; kavranılamayacak kadar büyüktür.
Öyle bir insan için Dünya, elbette akla sığmayacak kadar büyüktür...
Düşünmek de kanı durgunlaşmış,
aklı görgüyle beslenmiş kişinin kârıdır...
Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür..
Hırsımız sabırsızlığımız, bencilliğimiz.
Önce bu yüzden küçülür sonrada dünyayı çok büyük görürüz.
Küçük dere Orman'ın kenarına geldiğinde, büyüyerek neredeyse bir ırmak olurdu ve artık büyümüş olduğundan gençken yaptığı gibi koşup zıplamaz, sularını köpürtmez, daha yavaş akardı. Artık gideceği yeri biliyor olduğundan kendi kendine şöyle derdi:
"Aceleye gerek yok. Nasıl olsa bir gün oraya ulaşacağız." Ama Orman'ın yukarısındaki tüm derecikler hızlı hızlı, hevesle ve henüz çok geç kalmamışken keşfedecekleri bir sürü şey olduğundan, bir o yana bir bu yana gidiyorlardı
