Tolga Doğan

Tolga Doğan
@Tolga_dgn_
Ve öyle oluyordu çoğu zaman.. Bir düşüncedeki acının yoğunluğu, düşüncenin kendisini ve nerede bulunduğumu unutturuyordu..
Üniversite
İstanbul, 21 March 2002
74 reader point
Joined on June 2022
Ölmek değil, öldürülmek dokunur insana biliyorum. Niyetin kurtuluş gününü rüzgârlı bir dağ başında yaşamak..
Reklam
Sen ki üşümüş gökte o yalnız bulutsun Kıskanmadığın cömert bir maviliğin ortasında O bildiğin yalnızlığın ellerinden tutmuşsun Desen ki unutulmuşsun..
172 syf.
·
Not rated
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan
8/10 · 4,142 reads

Reader Follow Recommendations

See All
"... (acı ve can sıkıntısı) birinden uzaklaştıkça diğerine yaklaştığımızı ve bunun tersinin de geçerli olduğunu; böylece, yaşamımızın bu ikisi arasında gerçekten daha güçlü ya da daha zayıf bir salınım oluşturduğunu anımsatmakta yarar var. Bunun nedeni, her ikisinin de birbirleriyle bir yandan dışsal ya da nesnel, bir yandan da içsel ya da öznel olmak üzere çifte bir karşıtlık oluşturmasıdır." Hayatın acı ve can sıkıntısı arasında bir salınım halinde olduğunu belirtmektedir: bu iki kutup arasında gider geliriz, birinden uzaklaşırken diğerine yaklaşırız. Örneğin, "yoksulluk ve yoksunluk acı verir; buna karşılık güvenlik ve bolluk, can sıkıntısı doğurur." "Boş zaman, tam da Ariosto'nun dediği gibi, cahillerin can sıkıntısıdır. Sıradan insanlar sadece zamanı geçirmeyi düşünürler; herhangi bir yeteneği olan kimse ise ondan yararlanmayı düşünür."
“Herkesin içinde yaşadığı dünya, öncelikle kendi kendisinin kavrayışına bağlıdır, bu yüzden kafaların farklılığına göre yönlenir: Bu farklılığa göre yoksul, dar ve sığ ya da zengin, ilginç ve anlam dolu olabilir. Örneğin biri, yaşamında karşısına ilginç olaylar çıkan bir başkasını bu yüzden kıskanırsa, onu daha çok, bu olaylara onun betimleyişi içinde sahip oldukları önemi kazandırmış olan kavrayış yetisinden ötürü kıskanmalıdır: Çünkü akıllı bir kafada böyle ilginç bir biçimde görülen aynı olay, sığ bir kafanın sıradanlığıyla kavrandığında, sadece günlük yaşamın yavan bir sahnesi olacaktır.”
Reklam
“Nasıl ki küçük cisimler, gözümüze yakın tutulduklarında görüş alanımızı sınırlar, tüm dünyayı örterlerse; en yakın çevremizdeki insanlar ve olaylar da, son derece önemsiz ve değersiz olsalar bile, dikkatimizi ve düşüncelerimizi gereğinden çok, üstelik de hoş olmayan bir biçimde meşgul ederler ve önemli düşünceleri ve olayları uzaklaştırırlar. Bu durumu önlemeye çalışmak gerekir.”
Duyarlılığın anormal bir biçimde ağır basması, ruh halinin eşitsizliğine, periyodik olarak, bir aşırı neşeliliğe, bir melankolinin ağır basmasına yol açar. Dehanın koşulu da sinirsel gücün, yani duyarlılığın aşırılığı olduğu içindir ki, Aristoteles tüm seçkin ve üstün insanların melankolik olduklarına çok doğru bir biçimde dikkat çekmiştir.. "Felsefede, politikada, edebiyatta, ya da sanatlarda olağanüstü olan tüm insanlar, melankoliktirler." .. "Aristoteles, tüm dâhi insanların melankolik olduklarını söylüyor." ..
Doğuştan gelen, büyük temel ruh hali farklılığını Shakespeare çok hoş bir biçimde betimlemiştir: Doğa, kendi zamanında, tuhaf adamlar yarattı: Kimileri sürekli gözlerinin önüne bakan Ve gayda çalan birine papağanlar gibi gülen; Ve kimileri ekşi suratlı, Gülümseyip de göstermezler ki dişlerini, Şakanın gülmeye değer olduğuna Yemin bile etse bilge kişi..
“Biricik doğru ve gerçek olan şimdiki zamandır: Bu, gerçek olarak doldurulan zamandır ve varoluşumuz sadece bu zamanda yer alır. Bu yüzden bu zamanı daima neşeli bir karşılamaya değer görmeli ve bunun sonucunda katlanılır ve dolaysız aksiliklerden ya da acılardan bağımsız her saatinin tadını olduğu gibi çıkarmalı, yani onu geçmişteki yanlış umutlar hakkında surat asarak ya da gelecek için kaygılanarak berbat etmemeliyiz. Çünkü mevcut iyi bir saati kendinden uzaklaştırmak ya da geçmişe yönelik hoşnutsuzluk ya da gelecek olana yönelik kaygı yüzünden bu saati bile bile mahvetmek budalalıktır. Kaygıya ve hatta pişmanlığa da kendi zamanları ayrılmalıdır; olup biten hakkında şöyle düşünülmelidir: Ama bizi ne kadar üzerse de, onu oluruna bırakmak isteriz Ve bize ne kadar zor gelirse de, yüreğimizdeki sıkıntıyı dağıtırız. ve gelecek hakkında da şöyle: Ve bu tanrıların kucağında yatıyor.”
300 syf.
·
Not rated
·
Liked
Reklam
Tolga Doğan

Tolga Doğan

, thinking of reading a book
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev
7.8/10 · 5.4k reads
Tolga Doğan

Tolga Doğan

, thinking of reading a book
Söğütler
SöğütlerAlgernon Blackwood
7.4/10 · 422 reads
Çık gel bir kez daha yıkıntılardan Çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat...
Cemal Süreya
Cemal Süreya
EĞER O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
510 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.