Ne zamandır kalbinde, hiçbir kadına karşı yeni titreyişler, gençliğin kutsal gecelerini renklendiren gülümseyişlerden doğan ürpermeler doğmuyordu. Aşkla ilgili bütün duyguları kanıyor ve inliyor gibiydi.
ihtiyacım var iyi bir kadına. iyi bir kadına bu daktilodan, bu yeni arabadan, Mozart’tan daha çok ihtiyacım var; iyi bir kadına o kadar ihtiyacım var ki havada tadını alabiliyorum, onu parmak uçlarımda hissedebiliyorum.
bir mavikuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra
orada olduğunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
Garip bir duyguydu bu; bir yandan benliğini saran hayvani isteklerini kontrol altına alamamanın sıkıntı ve moral çöküklüğü, bir diğer yandan da önüne geçemediği zevke bir an önce erişme heyecanının dayanılmaz varlığı. Daima bir ikilem içinde kalıyordu.
İşte, tam kafa dengi olacak iki insan. İkiniz de kalabalıktan, gürültü patırtıdan hoşlanmazsınız. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş derler ya aynen öyle.