Tslm

Bir Eylül Gecesi Yüzleşmesi..
Ah zihnim keşke dökebilsen içini eskisi gibi. Uzun süredir seni onlarca metre aşağıya gömmüş ve üzerine beton dökmüş gibi hissediyorum.. Ah kalbim keşke çıkabilsen bu döngüden. Uzun süredir seni sevgi kırıntısı bulman için çabalamaya zorluyorum, çoğu zaman elin boş dönüyorsun.. Ah bedenim keşke dönebilsen özüne belki de 18 yaşındaki haline. Uzun süredir seni içimden koşmak geldiği halde oturmaya, durmaya, yavaş hareket etmeye davet ediyorum, hanımefendi ol diyorum hep içimden. Seni kalıplara sokmuş gibi oluyorum. Ah içimdeki huzur keşke girmene izin versem tekrar içime. Uzun süredir seni fobimmişsin gibi endişelerimle korkutuyorum, seni kendimden uzaklaştırıp kapıya bir sürü kilit vuruyorum.. Ah kendim yüzleşebilsem keşke seninle önceden olduğu gibi. Uzun süredir bana hesap sorma diye aramıza sürekli insanlar, ekranlar ve uykuyu koyuyorum, sevmediğim bir arkadaşımmışsın gibi seninle görüşmeyi sürekli erteliyorum..
Reklam
Bir hikaye var zihnimde; çocuklar öğretmenleriyle yapamam cümlelerini kağıda yazıp gömüyorlardı... Ben de bugün içimdeki sesin bağıra bağıra “Hayır” demesine aldırmadan, dudaklarımdan çıkmasına izin verdiğimiz “Evet” lerimi gömüyorum.
Sessizliğe gömülmeyi özlüyor insan bu dönemde...

Reader Follow Recommendations

See All
Aşk bize öğretildiği için mi yaşıyoruz bu duyguyu? Yılana karşı nötr olan çocuğun yanındakilerden etkilenip korkmaya başlaması gibi, yanımızdakilerden etkilenip mi sürükleniyoruz AŞK’a?
Bazıları için her daim bir engel vardır mutlu olmanın ve mutlu edebilmenin önünde.. engelsiz mutlulukları özledim, engellere rağmen mutlu olabilmeyi ise öğrenmeliyim...
Reklam