Tuğçe Yılmaz

Çocuklar genellikle anlaşıldığını bildiği, kendini güvende hissettiği, duygusal yoğunluğunun sağaltılabileceği ortamlarda gözyaşlarını serbest bırakırlar. Bu özelliklerin sağlayan yer ise, anne yanıdır. Gün boyu okulda, arkadaşlarının yanında, hatta babasıyla birlikte iken biriken stresini baskılayan çocuk, annesinin yanında ( yani güvenli alanın) yanına geldiğinde sudan sebeplerle ağlamaya başlar. Dıştan bakan insanlar "Benimleyken hiç ağlamıyor", " Ay sana gelince hemen şımarıyor" gibi cümleler kuruyor olsa da, işin aslı bu değildir. İşin aslı, bir yetişkini kendini yanında güvende hissettiği dostunun omzunda ağlayabilmesi gibi, çocuğun da bu duygusallaşalım için en güvendiği kişiyi bekliyor olmasıdır.
Reklam
Her yaşam milyonlarca seçim ihtiva eder. Kimi büyük, kimi küçük. Fakat bir kararın yerine başka bir karar geçtiğinde, bütün sonuçlar da değişir. Dönüşü olmayan bir sapma gerçekleşir ve bu da başka sapmalara yol açar...
Oyun bitene kadar hiç bir şey bitmiş değildir. Elinde tek bir piyon kalmış olsa bitmez. Bir tarafta tek bir piyon ve şah varken, karşı tarafın bütün taşları duruyor olsa da, oyun devam eder. Sen bir piyon olsan da- ki belki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan olmak, dünyayı sürekli indirgeyerek anlaşılabilir ve basit bir anlatıya dönüştürmek demekti.
Haklısın Evgenia " bu ülke çok acımasız, bu topraklar çok sert, bu toprakların insanları çok hoyrat, bu ülke gerçekten çok acımasız. Ama burası bizim ülkemiz Evgenia, burası bizim toprağımız, bizim vatanımız. Biz buradayız Evgenia..."