"Bakışlarını kaçırmana gerek yok" dedi. Bunu,Jüpiter boyutunda ufacık bir tebessümle söylemişti. Gözlerindeki,bir milyon resim yapmak için kullanacağım renge baktım.
Dedektifimiz Joise görevinden uzaklaştırılmış bir polistir. (Neden görevden uzaklaştırıldığını okuduğunuzda sinir krizi geçirip Joise fazlasıyla hak verip az bile yapmış diyorsunuz) Bir kızın kaybolmasıyla görevine geri dönmek ister ama şefi izin vermez bir benzin istasyonunda kaza geçirdikten sonra kendi başına olaylara dahil olmaya başlar (bu kısmı çok sevemedim görev başında bir memur olsaydı daha iyi olurdu bana göre) ve asıl olaylar bundan sonra gelişiyor. Josie'nin yaşadığı duygu durumlarını başına gelen kötü olayları hissedebiliyorsunuz daha fazla yazmak isterdim ama spoiler olur yazar bu konuda iyi iş çıkarmış sadece kitabın sonlarına doğru bazı yerler oldu bittiye getirilmiş gibiydi eksiklikler vardı ama okuduğuma asla pişman olmadım akıcı yazılmış merak ve gizem güzel aktarılmış polisiye sevenleri okuyacağı türden bir kitap
Dinden,inançtan, kişisel görüşlerden konuşmak yoktu. Neredeyse hepimizi öldüren şeyin kişisel görüşler olduğunu söylüyorlardı. Görüşler,öncelikler,tercihler,ön yargılar ve ideolojiler bizi bölmüştü. Bizi kandırmıştı bizi yok etmişti.
Cara Hunter yine döktürmüş Adam Fawley serisinin 3. kitabı da diğer ikisi kadar merakla okuttu polisiye,gizem,sırlar üzerine güzel yazılmış bir kitap daha diyebilirim..
Kısaca bir evde yangın çıkması sonucu başlayan olayların büyük sırlarla bir aileyi nasıl yok ettiğine şahit oluyoruz. Kitap sonlara doğru Matty'nin yaşadıklarından dolayı ağlattı spoiler olmasın diye çok detaya girmek istemiyorum okuyun okutun pişman olmazsınız...
Sakın Yalan Söyleme gerçekten efsaneydi okurken bu kadar da olmaz dediğiniz herşey oluyor. Yine yeniden gerilimi çok iyi yansıtmış sonlara doğru şok içinde oluyorsunuz kesinlikle okuyun pişman olmazsınız.