Öncelikle bu konuda Türkçe bir metin okumuş olmanın kıvancını yaşıyorum. Bi de üstüne Teoman Duralı hocanın yetkinliği eklenince ortaya bu harika eser çıkıyor.
Kitabın en ayırt edici özelliği tekil olarak felsefeyi değil onun yanında bilimi de ele alıyor oluşu. Bu şekilde felsefeye esas teşkil eden kavramlar açıklanıyor ve yer yer filozof metinlerine yer veriliyor.
Son olarak kitabın içinde "Düşünce tarihi şeridi" mevcut. Tüm düşünce tarihini bu şekilde bulmak ayrıca sevindirdi beni. Genel bir bilgi sahibi olmak için kesinlikle okunması diyeceğim bir eser.
Felsefe'ye Giriş kitapları yerine bu eseri okuyunuz... Bir değil, birkaç defa!
Sağlıcakla kalın...
Bir kütüphane çok geniş olabilir; fakat eğer düzensiz ise küçük ama derli toplu bir kütüphane kadar kullanışlı ve yararlı değildir. Benzer şekilde, bir insan çok büyük bir bilgi yığınına sahip olabilir, fakat kendi kendisine üzerinde düşünerek bu bilgiyi gerektiği gibi işlememişse, tam olarak üzerinde düşünülmüş çok daha küçük bir bilgi miktarından daha kıymetsizdir. Çünkü bir insan ancak dört bir taraftan topladığı bilgiyi bir araya getirip bildiği şeyleri bir doğruyu diğeriyle mukayese ederek terkip haline getirdiği zaman ona tamamen hâkim olur ve onu kendi gücüne-melekesine dönüştürür. Bir insan bilmediği bir şeyi zihninde evirip çeviremez, düşünemez; bu yüzden önce bir şeyi öğrenmelidir; fakat bir insan ancak üzerine düşündüğü şeyi bilir.
Kitabın benim için en önemli yanı bir Türk yazar tarafından kaleme alınışı oldu. Nitekim Türkçe'de böyle eserler görmek zor.
Kitap, Kavram Nedir? Söylem Nedir? Düşünce Nedir? Filozof ne yapar? Gibi sorulara cevaplar veriyor. Ayrıca örnekleri de epeyce mevcut, bu sayede anlamak kolay oluyor.
Felsefe nedir, nasıl bir şeydir? Tarzı sorularınız varsa size bir şeyler katacağına eminim.
Şahin Doğan'ın eleştirileri daha çok bir ağız dalaşına benziyor. Cündioğlu'nu anlayamamış kendi yer aldığı nurcu cenahtan ele alarak anladığını sanmış ve bu minvalde ağzına geleni söylemiş adeta.
Tepkiler çoklukla duygusal, düşünsel bir yanı yok.
Bir şey olmaz artık... Bir günde bitirsem de Cündioğlu'nun meşhur yazılarını tekrar etmiş oldum. En azından kötü bir eleştiri nedir onu öğrendim.
İyi, iyi. Bir güne bu kadar şey sığdırmak pekala iyi.
Cündioğlu boşuna "Yazık, çok yazık." dememiş.
Fütursuzca kötülük işleyen insanlara müsamaha ve merhamet her nevi kötülükten büyüktür. O yüzden kötüleri bir an önce hiç tereddüt etmeden terk etmeli. Hem de hiç. Büyük bir kötülük işlemek istemiyorsan, şeytandan kaçar gibi kaç bu insanlardan.
Zaten içinde varsa kötülüğünden döner. Kötülere merhamet iyi görünen kimseler için büyük bir zaaftır.