iyi-kötünün çatışması. bu kitap benim için bir kelime ifade edecek olsaydı bu kesinlikle ‘öfke’ olurdu. ilk sayfasından son sayfasına kadar öfkeden kızarmış bir şekilde okudum. bunun sebebi haksızlığa gelemiyor oluşum. kitabın içine girip bir karakteri öldürecek şansım olsaydı, bütün şansımı jack’tan yana kullanırdım ve simon ile Domuzcuğu çekip kurtarmak isterdim vahşilerin arasından. en acı olanı öfkelendiğim karakterlerin 6 ve 12 yaşlarında çocuklar olması. kitaptan çıkarılabilecek en büyük olgu, “masum görünen çocukların, ellerine geçen ilk fırsatta kendilerini, her şeyin üstünde, her şeyi yok edebilecek kadar güçlü hissedecekleri” mantıklı hareket edilseydi o adadan kurtulabilirlerdi ama onlar avlanmayı, kan dökmeyi, vurmayı, kırmayı daha eğlenceli buldular. sonunda ölmesi gereken kişi jack’tı. 12 yaşlarında bir çocuğun ölmesini isteyecek kadar vicdansız olduğumu düşündüğümde kendimden nefret ettim ancak, diğerlerine yaptığı bütün kötü şeyler yüzünden jack ve roger’in gerçekten ölmesini istedim. ama maalesef öldürülen bambaşka birileri oldu.