Roman doksanlı yıllarda güneydoğudan batıya uzanan 4 gün süren ve 995 km yolu kateden ana karakter olarak isimsiz bir tetikçinin gerçekleştirdiği infazları anlatıyor.
Ana karakter çok güçlü bir dille anlatılmış, her ne kadar silik ve az konuşan bir tip olarak aktarılsa da zihninden geçenleri yazar bir anlatıcı yolu ile tetikçinin psikolojisini okura muazzam aktarmış.
Kilit yan karakterler de tetikçi kadar çok güçlü; Hoca, Eğitmen, Astsubay...
Roman, doksanlı yıllarda faili meçhul cinayetleri konu alan, devlet, istihbarat, emniyet birimleri ve cemaatlerin iç içe geçtiği gerçek ve yaşanmış olayları zamanı dört güne sığdırılarak anlatılıyor.
Kitap sanki devam edecekmiş gibi bitiyor, tahminimce devamı gelmeyecek.
Kitap bittiğinde gazeteci Rojda'ya ne olduğu, Teyze , Vezir, Eğitmen ve diğer gazeteci Kerem ve Umut'un sonu nasıl gelecek diye düşünmedim değil, sanırım yazar okuyucuya bunları düşünmesi için bu konuları sonladırmayı biz okurlara bırakmış.
Düşüncem; din, Türk ve Kürt kavramları ile pek çok olayın halen fitilinin atşlendiği, 90'lı yıllarda yaşananların şu an yaşadığımız yüzyılda farklı zaman, yer ve kişilere bürünerek devam ettiği ve bizlerin sadece buzdağının üstünü gördüğümüz bir similasyonda yaşamaya çalıştığımız.
Keyifli okumalar.