“Kendi hayatımı değil de beni göğsünde taşıyan başka birinin hayatını yaşadıkça, hayatın bir anlamı olduğuna inandığım sürece, ifade edemesem de, edebiyat ve sanat üzerinden deneyimlediğim her türlü hayat bana zevk veriyordu. Hayata sanatın aynasından bakmak hoşuma gidiyordu.”
“Dolayısıyla, kararlarım neyin doğru neyin yanlış olduğuna dayanmalıydı; insanların söylediklerine, yaptıklarına değil. Gelişmeye göre değil kendi kalbime göre kararlar vermeliydim.”
“Nikita ise ona sorsanız yola çıkmayı hiç istemezdi. Fakat çok uzun zamandır kendi isteklerinin yerine başkalarının önceliklerine göre yaşamaya alıştığı için gitmek zorundaydı.”
“Özgür olacaksınız ama günleriniz kaygısız, geceleriniz doygun ve neşeli olduğu zaman değil. Tersine kaygılar, yoksunluklar ve kederler hayatınızı kuşatmışken ve siz çıplak ve tüm bağlardan kurtulmuş olarak hepsini aştığınız zaman özgürsünüz gerçekten.”
“Malınızdan vermek, az vermektir. Ama kendinizden verirseniz, gerçekten vermiş olursunuz.
Sizin malınız, gelecekte yoksun kalma korkusuyla, koruyup sakladığınız şeylerden başka nedir ki?”
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.”
“Hayır, artık asla o insan olmak istemiyordum, geçmişteki o hatasız, duygusuz, dünyadan kopuk centilmen olmak istemiyordum, suçun ve dehşetin tüm derinliklerine dalacak olsam da artık gerçek yaşamı istiyordum!”