Bahar uluç

354 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yüzyıllar geçer, insanlar değişir, zaman değişir, olaylar değişir ve bazen aynı kalan sadece bir köprü olur. Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden bir köprü. Geçmişten izler taşıyan bir köprü ; Drina Köprüsü... Drina Köprüsü adlı eseriyle Nobel Edebiyat Ödülü 'nü kazanan İvo Andriç, uluslararası ün salmış Yugoslav yazarlarından biridir. Yazdığı kitabın baş kahramanı ise Drina Köprüsü. Köprü üzerinden tarihin birçok sahnesine tanık oluyoruz. İşgaller, savaşlar, isyanlar... Tarihe ilginiz varsa kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,7bin okunma
Reklam
158 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Kitabı okurken ağzımın hep dolu olması peki?
Karakter acıktıkça ben yedim,susadıkça içtim, ölmek istedikçe ben yaşadım... Okurken çok dengesiz bir karakterle karşı karşıyayız. Onun yaşama hevesini, en ufak şeyde mutlu olmasını çok sevdim. Kendi kendime "böyle bir hayatın yaşama amacı nedir? Neden bu sefil hayata bir son vermiyor? Neden kimse onu yargılamayacakken bile, dürüst olmaktan vazgeçmiyor? Karakter maddesel açlığını giderirken bende aslında insanlığa olan açlığımı dindirdim." "Kendimizi bir binanın tepesinden hep beraber boşluğa bırakmayışımızın tek nedeni yarındı. Lotonun çıkma ihtimalini, aşık olunacak insanla tanışma ihtimalini, sonsuz mutluluk ihtimalini içinde barındıran o sihirli sözcük : yarın." Hakan Günday
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728,4bin okunma
473 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İkiyüzlülük Evrenseldir
Tesadüfe bakın ki kırmızı ve siyah en sevdiğim renkler arasındadır . Tabi ki konun renklerle ilgisi yok ama aşkın romantik olabileceği kadar karanlık taraflarının da var olduğunu bize gösteriyor yazar. Kitap bir dönem kitabı. Fransız İhtilali'nin "soylu tabaka" ve "soylu olmayan tabaka"nın üzerindeki etkilerini yalın bir şekilde görüyoruz. Sınıf ayrımlarını içten bir şekilde, tarafsız bir bakış açısıyla aktarmış bize yazar. Yine aynı tarafsızlıkla insanların ne kadar alçak, ikiyüzlü, menfaatçi olabileceğini, bunun soylu olmakla yada olmamakla bir ilgisinin olamadığını da görüyoruz. Okurken çoğu kez sinirlendiğim, ama hakta verdiğim nadide bir karakter Sonel. Yüksek mevki kazanmak için, servet edebilmek için (günümüz) sınırlarını nasıl aştığına şahit oluyoruz. Yaşanan aşkları da bir o kadar sevimsiz bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Aslı Yayınları · 200410,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
264 syf.
6/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Baş karakterimiz Antoine Raquentin varlığını sorgularken aslında tüm insanlığın varlığını ve "gerekli, gereksiz;fazlalık" olup olmadığını da bize sorgulatıyordu. Lakin varlığından tiksinti, hatta daha ileri giderek tüm insanların varlığından tiksinti duyuyordu. Kitabı okudukça madem varlığımızın bir sebebi yok, madem varlığımız rastgele, amaçsız, o halde yokluğumuz da bir o kadar rastgele ve amaçsızdır. Depresyondaysanız bunu depreştirecek, intihar eğiliminiz varsa sizi yüreklendirecek ağır bir kitap. Kitabı okurken Oscar Wilde'nin "Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. Çoğu insan sadce var olur." sözü kulaklarımda çınladı. Çok melankolik bir kitaptı. Okudukça varlığımı sorguladım. Düşünmek, sorgulamak istiyorsanız okuyun efenim ama ben işin içinden çıkamadım. Varlığını sorgulamak bence hayatına noktayı koymaktır. Böyle melankolik şeylere pek gelemiyorum. O yüzden yaşayın, canınız isterse var olmadan yaşayın.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202123,1bin okunma
608 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu şaheseri okumaya başladığımda açıkçası biraz sıkılmıştım çünkü yer tasvirleri, bilgileri çok fazlaydı. Bu kitabın ana karakteri kim dersiniz şüphesiz Notre Dame. O yüzden Hugo tarihi katedrali anlatırken mürekkepten hiç kısmamaş. Zaten yazıldığı dönemde tarihi eserlere zarar verenlere bir Uyarı amacıyla yazılmış. Kitabı insan karakterleri üzerinden gidecek olursak Hugo yine insanlar üzerinde çok ince göndermeler yapmış. Bunu zaten okuyunca göreceksiniz. Herşeyden çok Quasimodo'nun masum aşkı, baş psikos Frollo'nun "Ya benimsin ya kara toprağın" deyişi tarzında sevişi, Esmeralda 'nın yüzbaşı Phoebus' a karşı büyük(bence saplantılı) sevdası ve son olarak yüzbaşının umursamazlığı... Dediğim gibi hepsi güzeldi ama mekan tasvirleri bana ağır geldi. Sindire sindire okudum kitabı.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Antik Batı Klasikleri · 201133,3bin okunma