Bu yığınla resmin arasında, Osman’ın çocukluk resimleri de vardı. Tarih sırasına göre dizildiğinde ortaya çıkan manzara bir çocuğun nasıl öldürüldüğünü gösteriyordu. Kanırtıcı bir acıyı defalarca ve hiç de meraklısı olmadan tecrübe etmiş güzel yüzlü, mahzun bir çocuktan gözlerinin dibine pis bir kurnazlık oturmuş narsist ve egoist bir hayvana evrilen güzel yüzlü bir adamın ruhsal tarihi parkenin üstüne sıraladığım resimlerde kuzu kuzu yatıyordu.
Yazmak çok iyi geliyor ama yazmak arzusu ya da ilham perisi çok nazlı, gel deyince gelmiyor. Bir dolu şey yaşadığım halde tek tümce yazamadığım çok oluyor.
Yazmak geçip giden günlerin ya da küçük önemsiz şeylerin kişisel tarihime kaydını düştüğüm bir gereksinme, bazen de zihnimde biriken bir yığın düşünce kırıntısını, irili ufaklı sorunu kendimden uzaklaştırarak arındığım bir tür ayin.