Untitled

Untitled
@Untitledd1
İstanbul Darülfünunu
"Madem onun rububiyetine razıyız, o rububiyeti noktasında verdiği şeye rıza lâzım. Kaza ve kaderine itirazı işmam eder bir tarzda “Âh! Of!” edip şekva etmek; bir nevi kaderi tenkittir, rahîmiyetini ittihamdır. Kaderi tenkit eden, başını örse vurur, kırar. Rahmeti ittiham eden, rahmetten mahrum kalır. Kırılmış el ile intikam almak için o eli istimal etmek, nasıl kırılmasını tezyid ediyor. Öyle de musibete giriftar olan adam, itirazkârane şekva ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor."
Sayfa 14
Reklam
"Yarın" diye düşünülen şey artık çoğumuz için öte dünya kaygısı olmaktan çıkmıştır.
Niyetimiz, dünyayı kendimize râm etmek değildir, niyetimiz dünyaya istiğnadır. Biz dünyaya müstağni olursak, dünya bize hizmetçi olur. Fakat istiğnamız, dünyayı kendimizi hizmetçi kılma niyetini de taşımaz. Aksi halde istiğna adı altında riya yapılmış olur.
Sayfa 130Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
"Bir insanın amelleri şeriata uygun değilse, onu uçarken bile görseniz itibar etmeyiniz."
Sayfa 153Kitabı okudu
Aynı kelimeler, taşıdığımız niyetlere göre farklı anlamları ifade edebildiğine göre, asıl ve önemli olan, o kelimenin Îslamî bir niyetle kullanılıp kullanılmadığına bakmamız olmalıdır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Son söz: Birbirimize anlattığımız nice kötülüklerin hangi iyilikleri yok ettiğine hiç dikkat kesilebiliyor muyuz?
Sayfa 176Kitabı okudu
Malûmâtın yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu-yanlışlığı tarışılmaz!
Sayfa 180Kitabı okudu
Bilgi, kendine kayıtsız kalan kişileri ve toplumları affetmez!
Sayfa 180Kitabı okudu
Muhyiddin Arabi'nin tespitiyle, Arapçadaki "kelam" kelimesi "yara" manasındaki 'kelem'den türetilmiştir. Yaranın yara sahibine etki etmesi gibi, kelimeler de onları söyleyenin ve dinleyenin ruhunda olumlu veya olumsuz izler bırakır.
Sayfa 68
Abdullah b. Mes'ud, ileri gelen sahabilerin on ayet ezberleyince, amel etmesini ve manalarını öğrenmedikçe, başka ayetlere geçmediklerini haber vermektedir. Bir başka alim de "Zekat oranı kırkta birdir. İki yüz hadis öğrenen bu öğrendiklerinin zekatını vermiş olmak için beş tanesiyle amel etmelidir." der.
Reklam
"Kazanan kazandığını âdâba riayetle kazandı; kaybeden kaybettiğini edebi terk etmekle kaybetti." - Ali b. Ebî Tâlib
"İsnad, mü'minin silahıdır. Silahı olmayan ne ile ve nasıl savaşacaktır?"
Unutulmamalıdır ki hadiste isnad aramak sünnet olduğu gibi, müslümanlarca uluvv-i isnad aramak da sünnettir.
"İsmet külfeti kaldırmaz." Yani peygamberin günahtan korunmuş olması (ismet) onu, taata zorlamadığı gibi günah işlemekten de aciz bırakmaz.
Yolu bilen yolcu olduğunun idrakindedir. Yolu bilmeyenin istikamet bilinci olmadığı gibi zaman ve mekan şuuru da olmaz. Yoldaysanız yoldaşınız olur. Bu dünya hayatının bir yolculuk olduğu fikri aynı zamanda dünyanın ve insanın da anlamıdır. O'ndan gelip O'na gidecekler için dünya bir yurt değil, asli yurdun misalidir sadece. Yol, yoldaş ve yolculuk, asli olanı, hakikati unutmamak içindir.
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.