Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek için, içeriden bir şeyler yitirmek, yani şan, şöhret, mevki, şatafat, unvan ve şeref kazanmak için huzurunu, boş zamanını ya da bağımsızlığını ya bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek büyük bir budalalıktır.
Dahası esas olarak kötülüktür dünyada egemen olan bunun yanında budalalık da büyük söz sahibidir. Yazgı acımasız ve insanlar da zavallıdırlar. Böylesi bir dünyada, içsel zenginliğe sahip bir insan ise tıpkı Aralık ayının buz gibi ve karlı gecesindeki aydınlık, sıcak, neşeli bir Noel sofrası gibidir.
Bu yüzden, her insan, kendisi en iyinin kaynağı ve en çoğunun kendisi olabilmeli veya başarabilmelidir. Bunu ne kadar başarırsa -kendi zevk kaynaklarını yine kendi içinde buldukça- o ölçüde mutluluk olacaktır.