Nuri Bilge, bana kalırsa bu kitabı, iyice ezber etmiş... İlk saifelerinde iki adam, çıplak doğada "Kurtlar için sadece etten ibaretiz!" düşüncesine erince, varoluşsal bir sancı, tutuyor paçamızdan. Bu iki adam, kızaklarıyla bir hedef doğrultusunda ilerlemeye çalışıyor. Çalışıyor da çetin hava koşulları ve aç kurtlar, peşlerini
Ne var ki yavruyken o mağarada geçirdiği günlerde çıkardığı o ilk gıcırtılı seslerden bu yana, yıllar boyu vahşi hırıldamalarıyla gırtlağı nasırlaşmıştı adeta ve artık duyduğu sevgiyi ifade edebilecek yumuşak sesler çıkaramıyordu.
Güzel Smith'in zalimliği, korkaklara özgü bir zalimlikti. Birisinin kızgın konuşması karşısında sinen, ağlayıp sızlayan bu adam, bunun intikamını kendisinden daha zayıf olan canlılardan alıyordu.
İnsanın hayatı anlandığı yerler. Henry, aç kurtlar arasında, bedenin yalnız tavşan/geyik gibi besin maddesi olduğuna şahitlik ediyor, tabiat karşısında.
Bizi öldürecekler! Bizi öldürecekleri kesin, Henry.
"Seni şimdiden yarı yarıya hakladılar zaten," diye cevap verdi Henry. "Yenilgiyi baştan kabul eden, mağlup olur..."
Zahaaaar!
Neden bilmem, aklıma evvellice Zahar gelecek Oblomov denilince. Çenesine kadar uzamış favorileri ile bu karakter, neredeyse İlya İlyiç'in önüne geçecek benim için.
Okuduğum bazı kitapları bazı insanlar ile eşleştiriyorum. Aramızda tuhaf bir ilişki vuku bulmuş olan "Sevi"yi de hatırlatacak bana, iş bu Oblomov kitabı.
İlya ilyiç, anca sayfalar sonra yatağından kalkabiliyor. Böyle yazınca kitabı vasıfsız bulabiliriz oysa konusundan daha ziyade anlatım ustalığa da bakmalı. Yüz elli sayfa boyunca neredeyse yatağından çıkmayan bir adamı yazmak ve okurun merakını kamçılamak, ustalık istese gerektir.
Ştolts, İlya'yı hayata bağlamaya meraklı ve istekli sahici bir dost. O olmasa İlya'nın hayatı, daha öncesinden karalar bağlayabilirdi. Oblomovka çiftliğinde beraberce büyümüş iki eski dost. İlya'nın beyzadeliği de bu çiftliğin sahibi olmasından gelir. Şunu da eklemeli, bu iki dost, ak ile kara olmasına rağmen nasıl da bu kadar sıkı dost olabildi?
Ştolts, İlya'yı hayata bağlamak ona bir amaç vermek adına Olga ile tanıştırıyor. Uzun sayfaları, "Aşk, hayat amacı verir mi?" sorusu ile özetleyebilirim. Oblomov'u bir şeyler yaparken gördüysek bu soruya cevap bulmuşuz demektir.
Zahar, bana kalırsa muhteşem bir karakter. Kendisini uzun uzun kitapta bulmak mümkün. Anisya ile evleniyor ileri yaşına rağmen. Efendisine çok bağlı olmasına karşın söylenmeden geçemiyor. Mızmız, komik, cühela takımından bir adam.
Kitabın son otuz sayfasıdır belki kitabın hararetini arşa çıkaran. İlya'nın durumu, küçük Andrey, Zahar'ın kilise önünde dilenmesi, evlilikler...
Oblomovİvan Gonçarov · Antik Batı Klasikleri · 201339.3k okunma