"Siz kuramcılar kitaplarınıza gömülüyorsunuz, ahlak üzerine yazılmış yüz yıllık incelemeleri okuyorsunuz ve bunu öylesine özenli yapıyorsunuz ki gerçek dünyayı anlamak için pencereden dışarıya bakmaya bile zaman bulamıyorsunuz. Siz filozoflar, üniversitelerden emekli maaşı alabilmek için sahte felsefelerin peşinden koşuyorsunuz. Dünyayla ilgili yaydığınız iğrenç yalanlar karşılığında tek bir kişi size para vermeyeceği için de ahlak ve ahlak dersi, güzel ve iyimser bilimler uydurdunuz. Yalan ve kokuşmuş olacak kadar güzel ve iyimser!"
MACBETH
Er geç ölecekti kraliçe:
Er geç bir gün söylenecekti bu söz.
Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha
Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla;
Geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş
Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce.
Sön, cılız kandil, sön! Hayat dediğin ne ki:
Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede:
Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek!
Bir daha da duyulmayacak artık sesi.
Bir aptalın anlattığı bir masal bu:
Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu.